- Oğlunuzu sevmiyorum. - Ben de. Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | أنا لا أحب ابنك ولا أنا, ما الذي تريدين توضحيه؟ |
- Uçmayı sevmiyorum, bu yüzden muhtemelen bunu birçok kez yapman gerekecek. | Open Subtitles | , أنا لا أحب الطيران لذا من المحتمل أن تفعل هذا كثيراً |
Ben balık sevmem. Bunu sadece tuzlu olduğu için yiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحب السمك حقا أنا أكل هذا لأنه مالح |
İster inan ister inanma ama insanlara acı çektirmekten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | صدق أو لا تصدق أنا لا أحب أن أستخدم قدرتي |
Ben de hileden hoşlanmam, böylece ödeşmiş oluyoruz. | Open Subtitles | أنا لا أحب ايضا الحيل، بحيث هذا يجعلنا متساويين. |
İçki sürahisinin şekli hoşuma gitmedi telefonun yeri de uygun değil. | Open Subtitles | أجل, أنا لا أحب كثيرا شكل الإبريق... والهاتف في وضع سيئ |
Cathy, burayı sevmedim. Eve dönmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحب المكان هنا يا كاثي أريد العودة إلى البيت |
Tonane'nin halkına yalan söylemek fikri benim de hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | أنا لا أحب فكرة الكذب على قوم توناني أكثر منك |
Herkes öyle diyor zaten ama çoğu zaman kendimi hiç sevmiyorum ve kitap satışları için gerçekten iyi iş yapmam lazım. | Open Subtitles | هذا مايقوله الجميع ولكن أنا لا أحب نفسي في معضم الأحيان وأنا أريد أن أبدو بشكل جيد لأساعد في بيع الكتاب |
Artıklardan yemeyi sevmiyorum. Her zaman yer değiştiririz. Bunu da sevmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحب الفضلات، إننا نمكث نترحل ولا أحب هذا أيضًا |
Mevzu gösteriş değil. Ben sadece insanların fotoğrafımı çekmesini sevmiyorum. | Open Subtitles | إنه ليس بسبب المظهر أنا لا أحب التقاط الصور لي |
- Asılmayı sevmiyorum. - Ne tuhaftır, ben de sevmiyorum. | Open Subtitles | ـ أنا لا أحب الشنق فحسب ـ هذا شيء مضحك ، أنا كذلك |
Vatanseverleri öldürmeyi sevmem, bu yüzden sana bir şans daha vereceğim. | Open Subtitles | أنا لا أحب قتل الوطنيين, لذلك أنا ساعطيك فرصة واحدة أخرى. |
Dürüst olmak gerekirse iş saatleri dışında trajedileri tartışmayı sevmem, bu yüzden,hayır. | Open Subtitles | صراحةً، أنا لا أحب مناقشة المواضيع المأساوية بعد ساعات العمل، لذا، لا |
Ben hiç bir zaman"ben çiçekleri sevmem" diyen birisi ile karşılaşmadım. | TED | ولم اجتمع ابدا باي شخص يقول : "أنا لا أحب الزهور". |
Bu şekilde itilmekten hoşlanmıyorum. Özellikle de insanlar adil oynamadığı zaman. | Open Subtitles | أنا لا أحب أن يتم تهديدي وخصوصاً على يد أناس ظالمين |
Bu işten hoşlanmıyorum. Belki o da hoşlanmıyordur. | Open Subtitles | أنا لا أحب هذه الوظيفه و ربما هو أيضا كذلك |
Bu tehditkâr tavırlardan hoşlanmıyorum. Sana bildiklerimi söyledim. | Open Subtitles | أنا لا أحب هذا التهديد لقدقلتلك ما أعرفه. |
Kimseyi gömmekten hoşlanmam ama gelecek sefer yardım ederim. | Open Subtitles | أنا لا أحب أن أقوم بدفن أي شخص ولكن في المرة القادمة سأمد لك يد العون |
Hey, dostum. Kay kayımın üzerinden geçtin. Bu hiç hoşuma gitmedi tamam mı? | Open Subtitles | يا، رجل، كسرت لوحة تزلجي أنا لا أحب ذلك , حسنا؟ |
William'a ne dersin? William ismini sevmedim. | Open Subtitles | مارأيك في إسم ويليام لا أنا لا أحب إسم ويليام |
-Benim hoşuma gitmiyor ama devam etmeliyiz. -5 tık uzakta. | Open Subtitles | أنا لا أحب ذلك أيضا ولكن يجب أن نلقى الطائرة |
- Ya öğrenirler ya da ölürler. Ondan değil, doğru yolda ilerliyorlar. Ben bu kağıt bardaklardaki çaydan hoşlanmadım. | Open Subtitles | ليس هذا, هم سيفعلون هذا أنا لا أحب الشاي في تلك الكؤوس |
Utanç verici sırları uluslararası seyirciye sermek istemiyorum ancak yapmak zorundayım. | TED | أنا لا أحب إحضار أسرار محرجة لجمهور دولي، ولكن لا بد لي من ذلك. |
Yiyecekleri beğenmedim. Kan damlayan kırmızı etler. | Open Subtitles | أنا لا أحب الطعام الذى تتساقط منه الدماء. |