Dış güzelliğiniz var. Şimdi de içinize bir göz atın ve kendinizi şaşırtın. | Open Subtitles | أنتم تملكون جمال المنظر .. و الآن إهتموا بجمال الجوهر |
Yani tutunmaya çalışan oyuncular için harika bir daireniz var. | Open Subtitles | بالنسبه لممثلين مكافحين يا إلهي أنتم تملكون شقة رائعة يا رفاق |
Evet, şurada gayet güzel bir yeriniz de var aslında. | Open Subtitles | أجل، أنتم تملكون بالفعل المساحة الازمة لواحدة هُناك. |
Bağlıyım. Silah ve bıçaklarınız var. Ne yapabilirim ki? | Open Subtitles | أنا مقيّدة، أنتم تملكون أسلحة و سكاكين، ماذا باستطاعتي؟ |
Sizde kılıçlar, bıçaklar, çekiçler ve taş baltalar var. | Open Subtitles | أنتم تملكون السيوف والسكاكين والمطارق والفؤوس الحجريّة. |
Herkes bu göreve kendini verdi mi? Çevremizde şu şekilde düşünen çok insan var; hadi ama, bu kadar yetenek, bu kadar teknolojiye sahipsiniz. | TED | هل وافق الجميع على هذه المهمة؟ نظراً لأن، أعني، أن هناك الكثيرين يعتقدون، أنتم تملكون مواهب جمة، والكثير من القدرات التكنولوجية. |
Beraber bir websiteniz var. | Open Subtitles | أنتم تملكون موقع ألكتروني معاً. |
Bizim yok, sizin var ama. | Open Subtitles | لا نملك خيارًا، أما أنتم تملكون. |
Cadillac'ımız var derken yalan söylemiyordunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنتم تملكون "كاديلاك"، أليس كذلك؟ |
Bir çok büyük aletleriniz var. | Open Subtitles | أنتم تملكون ماكينات كبيرة |
Güvenlik izniniz var. | Open Subtitles | أنتم تملكون صلاحية أمنية. |
Bir sürü silahınız var zaten. | Open Subtitles | أنتم تملكون كل الأسلحة |