| Babamın kalp krizi geçirme nedeni sen değilsin, ve onları söylemem benim hatamdı. | Open Subtitles | أنتي لست السبب فى أصابة أبي بالازمة القلبية وأنا كنت مخطئ لقول ذلك |
| Bunun yanında April Teyzenin bu hafta üzdüğü tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | بجانب ان أنتي لست الوحيده التي آذتها الخاله " ابريل" هذا الاسبوع |
| Şöhreti tehlike altında olan tek sen değilsin. | Open Subtitles | أنتي لست الوحيدة المشهورة في هذا هنا |
| A'nın parçalara ayırabileceği tek sen değilsin. | Open Subtitles | أنتي لست الوحيدة التي تستطيع "A" -أن تكون حادة |
| Minik 'Sparia' takımını kullanan bir tek sen değilsin. | Open Subtitles | أنتي لست الوحيدة التي تستطيع "أن تستفيد من فريق "سباريا |
| Gördün mü Sally, sorun sen değilsin, erkekler ahmaktır. | Open Subtitles | (سالي)، أنتي لست المشكلة |
| Sen, sen değilsin. | Open Subtitles | أنتي لست أنتي |