Parlamentonun güvenlik kayıtlarından hiç birine girmediğim Biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تعرف أنني لم أخترق أيّاً من وصلات الأمن للبرلمان |
Çocuğunu kaybetmek nasıI bişey Biliyorsun ve beni bu duruma sokuyorsun | Open Subtitles | أنتَ تعرف شعور فقدان الابن و أنت هنا ستضعني بنفس المكان |
Demek plânlanmış bir şeydi ve sen de suçluyu tanıyorsun. | Open Subtitles | إذًا كان ذلكَ مخططٌ له, و أنتَ تعرف المشتبه به؟ |
- Herkesi tanıyorsun galiba. | Open Subtitles | أنتَ تعرف الناس هنا. |
Nereye bakmamızı istersin? Bu vadiyi herkes kadar iyi biliyorsunuz. -Yerinizi kendiniz seçin. | Open Subtitles | حسناً، أنتَ تعرف هذا الوادي جيداً أكثر من أي شخص إختر مكانك فحسب |
O hızlandırıcıyı ayarlayabilecek tek kişi benim ve bunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي يستطيع معايرة المسرّع. و أنتَ تعرف ذلك |
Sen de farkındasın ki herkes kendini sağlama almaya çalışıyor. | Open Subtitles | أنتَ تعرف السبب بأن كل شخص سوف يحصل لنفسه على واحدة من تلك المقاعد |
İngilizlerin bu konularda nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | أنتَ تعرف كيف هُم الإنكليز بشأنِ هذه الأمور |
Orada babana ne olduğunu Biliyorsun. - Kazaydı, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تعرف أن ما حدث بيني ووالدكَ كان حادث، صحيح |
Beni etkilemeyeceğini Biliyorsun. Ve bu hastalığa karşı elimizdeki her... - ...avantajı kullanmalıyız. | Open Subtitles | أنتَ تعرف إنّه لنْ يؤثر علي و نحن بحاجة لكل أفضلية ممكنة الآن |
Bu savaşın Batı'da kazanılacağını ve bunun nasıl olacağını Biliyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تعرف جيّداً بأنّ نتيجة تلك الحرب في صـالح الغرب وكيف سيربحونهـا |
Biliyorsun iç çamaşırını salatamla sonra yemeyi severim. | Open Subtitles | أنتَ تعرف أنّنى بحاجة إلى بعضها أثناء إعداد السلطة لاحقاً |
Ama bunu ortaya çıkaramayız. Bunu Biliyorsun. | Open Subtitles | ولكن لا يمكننا أن نسلمه من جانبنا, أنتَ تعرف هذا |
Kardeşini tanıyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تعرف أخاكَ |
Matan'ı tanıyorsun. Sen işe almıştın. | Open Subtitles | (أنتَ تعرف (ماتان لقد قُمتَ بتوظيفهُ |
Will ile Zoe'yi tanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تعرف (ويل) و (زوي) ، اليس كذلك ؟ |
-Yani Oodie kardeşleri tanıyorsun? | Open Subtitles | -إذًا أنتَ تعرف الأخوة (اودي)؟ |
biliyorsunuz efendim, psikoloji açıklaması olmayan tek bilim dalıdır. | Open Subtitles | أنتَ تعرف يا معلمي و علم النفس هو العلم الوحيد الذي ليس لديه تعريف. |
Hâlâ elinizde. Elinizde olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | أن الامر ليس خارجٌ عن يديكَ أنتَ تعرف بأنه ليس كذلك |
Çok iyi biliyorsunuz ki, kimse ona itaatsizlik edemez. | Open Subtitles | أنتَ تعرف جيدًا أنَّه لا أحد يعصي أوامره |
Yapılan araştırmalarda, yanıldığını gösteren görüntüleri izledikten sonra bile hâlâ hatırladığının doğru olduğunu savunan insanlar olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنتَ تعرف الدراسات عن الأفراد الذي يدافعون عن ذكرياتهم حتى بعد أن يروا دليل تسجيلي بالعكس |
Bunun farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تعرف ذلك، صحيح؟ |
Senin yanına dönmesine izin vermeye mecbursun. Sam ve ben, onu evden daha yeni sepetledik. House'un nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | لقد أخرجناه أنا و(سام) من الشقة للتوّ - أنتَ تعرف طبيعة (هاوس)، إنّه مدّمر لذاته - |