Burada olmaz, seni aptal. Onu, yalnız kalabileceğiniz bir yerlere götürmelisin. | Open Subtitles | ليس هنا ، أنت أبله يجب أن تحصل عليها لوحدها في مكان ما |
- Onun kaçmasına izin vermeyeceğim. - Kapıyı aç, seni aptal! | Open Subtitles | ـ أنا لَنْ أَتْركَه يَهْربُ مني ـ إفْتحُ البابَ ، أنت أبله |
Hiç bu kadar iyi olmamıştım seni aptal. | Open Subtitles | أنا أفضل من قبل، أنت أبله. |
Aptalın tekisin. Kibar olmaya çalışıyorum, Scott. | Open Subtitles | أنت أبله بحق إنّي أحاول أن أكون مؤذب |
Evet, Aptalın tekisin. | Open Subtitles | منذ زمن طويل حسنا، أنت أبله |
Kendini yakmanı engellemeye çalışıyordum, Seni salak! | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أُحاولُ إبْقائك مِنْ إحتراق نفسك، أنت أبله! |
Doğrusu Stamford. Stam-ford 'M' ile. Seni salak. | Open Subtitles | أنها "ستانفورد" "ستام فورد" مع حرف "الأم", أنت أبله |
Seni sersem, seni gerizekâlı! | Open Subtitles | أنت أبله أنت غبي .. اللعنة عليك |
- Şeritlere bak, seni aptal! | Open Subtitles | - يَنْظرُ إلى الأشرطةِ، أنت أبله! |
Ben de öyle seni aptal. | Open Subtitles | وأنا أيضا ، أنت أبله |
Elbette bir Tanrı var, seni aptal! | Open Subtitles | بالطبع هناك الله أنت أبله! |
"Aynı şey, seni aptal!" | Open Subtitles | ! هو نفس الشيءِ، أنت أبله |
Kes şunu seni aptal! | Open Subtitles | توقف ، أنت أبله ! |
Latif, Latif, seni aptal. | Open Subtitles | ! لطيف)، (لطيف)، أنت أبله) |
Aptalın tekisin. Ehliyeti verin. | Open Subtitles | أنت أبله, أعطيني رخصة الساقة |
Sen Aptalın tekisin. | Open Subtitles | أنت أبله ، إخرس |
Aptalın tekisin, farkında mısın? | Open Subtitles | أنت أبله ، تعرف ذلك ؟ |
- Seni salak! - Aman Tanrım! | Open Subtitles | ـ أنت أبله ـ يا إلهي |
Seni salak! | Open Subtitles | أنت أبله ! تّوقّف ! |
Seni salak! | Open Subtitles | أنت أبله! |
Seni sersem! | Open Subtitles | أنت أبله ! تّوقّف ! |