Kızgın değilim. Öldürülmeni engelleyebilmek için 4800 kilometre yol teptiğimin farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تدرك أنني سافرتُ جواً لمسافة 3.000 ميل لكي أحميك من القتل |
Bu küçük ortaklığın birkaç yıl içinde bir numara olacağının farkında mısın genç? | Open Subtitles | أنت تدرك تلك الأقلية ستكون رقم واحد بعد سنوات قليلة أيها الصبي الأبيض |
Narkoz bulma konusunda onun işbirliği olmasaydı, bu operasyon bir başarısızlık olurdu, bunun farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تدرك أن لولا تعاونه معنا لإيجاد المخدر لفشلت العملية تماما |
Hâlâ yapmakta olduğunun farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك لا أنت فعلت فعل ذلك، أليس كذلك؟ أوه، نعم. |
farkındasındır, bu konuda ağzından laf almaya çalışıyorum çünkü benim için doğrudan bir tehlikesin ve malları senin üzerine geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنت تدرك أننى كنت أقوم بسحبك من كل هذا لأنك تهديد مباشر لى ، و اردت أن أخرج الخير منك |
farkındasınızdır, Albay Kao'nun ifadeleriyle onu Kalu olayı için mahkum edebilirdik. | Open Subtitles | أنت تدرك ان شهادة الكولونيل كاو ستدفع للأتهام فى حادثة سا لو |
Kendi uçağınla yere çakılmanın savaştan sayılmadığını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن تحطم طائرتك لا يحتسب ضمن أي معارك |
Size para verirsem etrafta tek harcayabileceğiniz yer burası, biliyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك لو أعطيتك المال، سيكون هناك مكان واحد فقط كي تقضيه |
Efendim az önce dur işaretinde durmadığınızı farkında mısınız? | Open Subtitles | سيدي، أنت تدرك أنك قطعت إشارة توقف، صحيح؟ |
Bunun 150 yıllık ekonomik teoriye karşı geldiğinin farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تدرك أن هذه الملفات بها نظريات الإقتصاد على مدار 150 عام؟ |
"İdare Merkezi"nin ne olabileceğinin farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تدرك ما يمكن أن يكون المكتب الرئيسي؟ |
Bunun yol açabileceği olası bir tehlikenin farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تدرك الخطر المحتمل الذي نواجهه معها؟ |
Bunun sadece pornolarda olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تدرك أن هذا يحدث في الأفلام الإباحية فحسب |
Savunma bakanlığından olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أريد كل تحرك تقوم به من هذه اللحظة وما يعقبها أنت تدرك من أنها من وزارة الدفاع؟ |
Onu bu şekilde küçük düşürürsen... sana ne yapacağının farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك ماتفعله إذا أهنتهُ هكذا ، صحيح؟ |
Amsterdam'da neyin yasal olduğunun farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك ما هي الامور القانونية في أمستردام .. اليس كذلك؟ |
Eğer erkek bebek yapanı kaybettiysen bundan sonra hep kızın olacağının farkındasındır herhalde. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك, أنت تدرك أنه من المحتمل سيكون عندك بنات لبقية حياتك اذا فقدت تلك الواحدة التي تجلب الأطفال الذكور |
Eğer bu işe yararsa artık yıldız geçidimiz olmayacağının farkındasınızdır. | Open Subtitles | سيدي أنت تدرك ذلك إذا نجحنا لن يكون لدينا بوابة بعد الآن |
Bu dünyada sayılı zamanımız olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك بأنّه لدينا مُدَّة محدوده على هذه الأرض، أليس كذلك؟ |
Yemin altında olacağınızı ve konuşmanın kayda alınacağını biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أنّك تحت القَسَم و أنّ هذه الجلسة مسجّلة ؟ |
Yalan söylediğinizi anlarsam işinizi kaybedeceğinizin farkında mısınız? | Open Subtitles | أنت تدرك أنه إذا إكتشفنا أنك تكذب, فسوف تفقد وظيفتك؟ |
Benim bir kedi olduğumun farkındasınız değil mi bayım? | Open Subtitles | جارفيلد، منذ متى ترفض اللازانيا؟ أنت تدرك بأني قط اليس كذلك يا سيدي؟ |
Olayın sadece cevapları bilmekten ibaret olmadığının farkına var. | Open Subtitles | أنت تدرك أنها ليست مجرد مسألة لمعرفة الأجوبة. |
Sorununun ne olduğunu çok iyi biliyorsun Winston. Bildiğine karşı savaşsan da bunu yıllardır biliyordun. | Open Subtitles | أنت تدرك جيدا , ما الامر الذي بك وينستون |