Bazı insanların benim hayatımı iğrenç bulmalarına rağmen ben başardığım işten gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لكنني فخوره بما أنجزته رغم ذلك , أفترض بعض الناس سيعتبرون حياتي مقززه |
Oraya giderek neyi başardığım konusunda emin değilim. | Open Subtitles | أنا لست متأكداً بما أنجزته من ذهابي إلى هناك |
başardığım diğer tüm şeyleri elimden alabilecek değiller ya. | Open Subtitles | أنهم لا يستطيعون أن يأخذوا أي شيء آخر أنجزته |
Burada, bu duvarların arasında Başardığınız şey kesinlikle çok etkileyici. | Open Subtitles | إن ما أنجزته هنا داخل هذه الجدران هو بالتأكيد مقنع جداً |
Başardığınız her şeyi mahvetmeden bunun üstesinden gelmenin bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة للتعامل مع هذا من دون التراجع عن كل ما أنجزته |
Bu grubun başardıklarına, öğrendiklerimize hepimizin ne hâle geldiğine bakınca... | Open Subtitles | وفقًا لما أنجزته هذه المجموعة، ووفقًا لما تعلّمناه وغدوناه جميعًا |
Senin başardıklarına bak. | Open Subtitles | أنظر إلى ما أنجزته أنت |
başardığım onca iş konusunda en çok senin sevineceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنك ستكون مندهش أكثر بكل العمل الذي أنجزته. |
Ama her şeye rağmen başardığım şeylerle oldukça multuyum. | Open Subtitles | و لكن لنضع في الإعتبار .. أنا أنا سعيد جدا بكل ما أنجزته و حققته |
Georgia ya dönmek zorunda kaldım bu zamana kadar başardığım her şey bir çırpıda silinip atıldı, ve bu sana göre hiç bir şey, niye çünkü kötü adamı yaklayamadık. | Open Subtitles | للهرب من المصورين كل شيء أنجزته حتى الآن إتمحى تمامًا |
başardığım her şeyi ona rağmen başardım. | Open Subtitles | كل شيء أنجزته كان رغماً عنها |
Meristokrasinin mesajına göre Başardığınız şeysiniz. | TED | وفكرة الجدارة هي أنك تُمثل ما أنجزته. |
Başardığınız şeyler takdire şayan. | Open Subtitles | وما أنجزته كان جدير بالملاحظة |