Mike, ne gördüğün ya da gördüğünü sandığın şey hakkında hiçbir bilgim yok. | Open Subtitles | مايك ، ليست لدي معرفة بما رأيت أو ما كنت تظن أنك رأيت |
Geleceğe gittiğinde, güneşimizin kızıl bir deve dönüştüğünü gördüğünü söylemiştin, hatırladın mı? | Open Subtitles | قلت أنك حين ذهبت للمستقبل، أنك رأيت شمسنا نجماً ضخماً أحمر، أتذكر؟ |
ve umarım senin gibi birinin nasıl farklılık yaratacağını görmüşsündür. | Open Subtitles | وآمل أنك رأيت اليوم الفارق الذي بوسع شخص مثلك صنعه |
Çok kötü şeyler görmüşsündür. | Open Subtitles | حسناً، أراهن أنك رأيت الكثير من الأشياء الفظيعة؟ |
Hiç sanmıyorum ama Ana Veler ve Ester... Ester Dominguez'i tekrar gördünüz mü? | Open Subtitles | لا أعتقد أنك رأيت آنا فالا وايستر دومينجي مرة أخرى؟ |
Homer, bunu gördüğün için üzgünüm, ama o gece gerçekten çok kızgındım. | Open Subtitles | هومر، أنا آسفة أنك رأيت هذا لقد كنت غاضبة جدا تلك الليلة |
Aşk Tüneli'ni gördüğünü sanmıyorum, gördün mü? | Open Subtitles | لا أعتقد أنك رأيت جهاز نفق الحب , أليس كذلك؟ |
Sen şeytan Magic Okulu'nda görünür gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد قلت أنك رأيت المشعوذ يظهر بمدرسة السحر |
O yüzden birini gördüğünü sanıyorsan, bilinçaltın, sana görmek istediklerini göstermiş olabilir. | Open Subtitles | لذا فإن ظننت أنك رأيت شخصاً من الممكن أن يكون عقلك الباطن أعطاك ما أردت |
Çünkü süper güçleri olan bir adamı bir kurşunu havada yakalarken gördüğünü iddia ediyordun. | Open Subtitles | لأنك تدعي أنك رأيت رجلاً بقوى خارقة إختلس رصاصة من الهواء الرقيق |
Eminim bir sürü beyin görmüşsündür. | Open Subtitles | لا بد من أنك رأيت العديد من الأدمغـة , أنا متأكد من هذا |
Belki babamı görmüşsündür, evde dans ediyordu. | Open Subtitles | ربما أنك رأيت أبي وهو يرقص في أرجاء المنزل |
Umarım içimde şeytan olmadığını da görmüşsündür. | Open Subtitles | وآمل أن تقول أنك رأيت أن لا يوجد شيء شرير بداخلي. |
Eminim beyinlerin ona ne yaptığını görmüşsündür. | Open Subtitles | متأكدة أنك رأيت ما تفعله بها هذه الأدمغة |
Dinleyin Rahibe eminim ki Matt Poncelet'in, bizim hiç görmediğimiz bir tarafını gördünüz. | Open Subtitles | اسمعى أيتها الأخت أنا أثق أنك رأيت جانبا من بونسليت لم يره أحد منا |
Yine donmuş adam gördünüz mü? | Open Subtitles | هل مازلت تعتقد أنك رأيت رجلاً مجمداً؟ |
Shelly, onları gördüğün için çok üzgünüm. | Open Subtitles | شيلي، أنا آسفة أنك رأيت ما رأيت. |
Sadece, sıcak, seni çağıran bir ışık görürsen, ona doğru gitme. | Open Subtitles | , لو أنك رأيت هذا الضوء اللامع الدافئ لا تذهب إليه |
Benzerini Google'da gördüğünüzü düşünüyorum; bir şeyleri yazarken size resimler gösterir ama asıl yaptığı web sayfalarında yazdıklarınızı aramaktır. | TED | أعلم أنك رأيت شئ يشبه ذلك على جوجل حيث تكتب عن أشياء لتظهر لك بالصور ولكن ما تفعله بالواقع هو بحث عن نصوص بصفحة الموقع |
Size saldırmadan önce en azından Onlardan birini görmüşsünüzdür. | Open Subtitles | بالتأكيد أنك رأيت واحدا منهم قبل أن تعرضوا لهجوم . |
Onun bir kadını kendisine bağlamada ne kadar başarılı olduğunu görmüş olmalısınız. | Open Subtitles | لابد أنك تعرفين مثل ما أعرف يا آنسه داشوود لابد أنك رأيت كيف يمكنه أن يجعل المرأة معجبة به بشكل كبير |