Daha önce hiç karşılaşmadığımız sayıda felaketle karşı karşıyayız. | TED | أننا نواجه لم يسبق له مثيل عدد من الكوارث. |
Sert ve dramatik bir değişimle karşı karşıyayız biliyoruz. | TED | نحن نعلم أننا نواجه تغيرا جذريا وقاسيا. |
Bak, burada belli ki özel bir politik durumla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | اسمعوني الآن يبدوا أننا نواجه مأزِقاً سياسياً هنا |
Kanıtlara göre yurtiçi bir grupla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | الدلائل تشير إلى أننا نواجه جماعات محلية |
Yerel bir hedefte toplu zayiat olasılığıyla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | أننا نواجه أحتمالية خسائر كبرى في البيئة المحلية |
Çünkü toplumsal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıyayız ve bunlar son derece karmaşık. | Open Subtitles | لأن المشكلة أننا نواجه مصاعب إجتماعية إقتصادية وهي معقدة جداً |
Dünyanın her bir yanında vatandaşlar fark etmeye başladı ki küresel çapta artan çevresel risklerle karşı karşıyayız; aslında dengeli bir gezegen Dünya'daki insan refahı için bir ön koşul. | TED | حالياً، بدأ الناس في جميع أنحاء العالم يدركون أننا نواجه تصاعد عالمي للمخاطر البيئية في الواقع، إن كوكباً مستقر هو شرط أساسي لرفاهية الإنسان على الأرض. |
Görünüşe bakılırsa, bir ekiple karşı karşıyayız. | Open Subtitles | يبدو أننا نواجه فريق منظم |
Aynı zamanda bu, çok ciddi bir durumla karşı karşıyayız demek. | Open Subtitles | "ولكنه يعني أننا نواجه وضعاً خطيراً" |
Sanıyorum ki bu bedende çok daha dayanıklı olduğumu düşünüyor ki muhtemelen haklı da. Sonuçta Dahlia ile karşı karşıyayız. | Open Subtitles | أفترضه يظنني أجمل في هذا الجسد، والراجح أنّه محقّ بما أننا نواجه (داليا). |
Yani ya Prometheus'la ya da başka bir seri katille karşı karşıyayız. | Open Subtitles | إذًا إما أننا نواجه (بروميثيوس) أو سفاحًا آخر. |