Portia'nın puanları 4'ün etrafında toplanırdı çünkü herkes onun Çok güzel olduğunu kabul ediyor. Ama Sarah Jessica Parker için fikirler tamamen bölünür. | TED | تقييم بورتيا سيكون متراكما حول 4 لأن الجميع متفق على أنها جميلة جدا، وفي حالة سارة جيسيكا باركر فإن الآراء تنقسم. |
Çok güzel biri kız ve çocuklarla da arası iyi. | Open Subtitles | لا بد أن أقول أنها جميلة جدا وحسنة التعامل مع الأطفال |
Orada Çok güzel görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | ألا ترى أنها جميلة وهى معلقة أيها الشرطى ؟ |
Onun bu kadar güzel olduğunu düşünüyorsan asıl top atışımı görmelisin. | Open Subtitles | لو كنت تعتقد أنها جميلة ، فلا بد أن ترى مقلاعي |
onu gördüğün her zaman güzel olduğunu söyle, güzel olmadığı zamanlarda bile. | Open Subtitles | أخبرها أنها جميلة في كل مرة تراها حتي عندما لا تكون كذلك |
Çünkü O güzel, izin verdim. | Open Subtitles | ولكن بما أنها جميلة فأنا موافق |
Yılın bu zamanlarının Çok güzel olduğunu.., ...duydum ve biliyorsun bende çeyrek Fransız sayılırım. | Open Subtitles | أسمع أنها جميلة في هذا الوقت من السنة وأنت تعلم أني من أصول فرنسية. |
Bence Çok güzel. Ayrıca müthiş bir yazar, biliyorsundur. | Open Subtitles | أعتقد أنها جميلة جدا وهي كاتبة رائعة كما تعرف |
Nedeni yok, öylesine... Bilirsin işte yılın bu vakitleri Çok güzel olur. | Open Subtitles | ..بلا سبب، إلا أنها جميلة في هذا الوقت من العام |
Bir zamanlar Çok güzel bir kız olduğu belliydi ama kurşun ve nehir akıntısı güzelliğini alıp götürmüştü." | Open Subtitles | أستطعت إخبارها ذات مرة أنها جميلة لكن هذه رصاصة منطلقة بسرعة أخِذت بعيداً عنها |
Yani Çok güzel ama sana değil. | Open Subtitles | أعني أنها جميلة ولكنها ليست من أجلك خذ هذه |
Onu sırf Çok güzel ve bana birini hatırlatıyor diye almıştım fakat sonraları, ona ihtiyacım varmış gibi hissettim. | Open Subtitles | لقد اشتريتها لأنني رأيت أنها جميلة وهي تذكرني بشخص ما ولكن مؤخراً .. |
Ve hafifçe ürküyor, biraz kafası karışık çünkü annesi ona sürekli güzel olduğunu söylemesine rağmen, okulda her gün, biri ona çirkin olduğunu söylüyor. | TED | و هي خائفة قليلة و محتارة لأنها بالرغم من أن والدتها تخبرها طوال الوقت أنها جميلة كل يوم في المدرسة، يخبرها أحدهم أنها قبيحة. |
Güneş sistemini keşfimiz bize, onun ne kadar güzel olduğunu gösterdi. | TED | إن استكشافنا للمجموعة الشمسية علمنا أنها جميلة و خلابة |
Ona çiçek verirsek çiçeğe çok iyi bakar ve sonra onun güzel olduğunu anlar. | Open Subtitles | اذا أعطيتيه زهرة فإنه يفحصها أولاً، ثم يضحك لأنه يفهم أنها جميلة. |
O güzel sadece benim tipim! | Open Subtitles | أنها جميلة ، أذن فهى من نوعى المفضل |
Lütfen bir bakayım. Çok Güzelmiş, Bay Ferguson. | Open Subtitles | أرجوكِ، دعيني أراها أنها جميلة يا سيد فيرجسون |
Koparmayalım. Çok güzeller. | Open Subtitles | لن نقطفها, أنها جميلة جداً |
güzel bir kız. Bence güzel. | Open Subtitles | يمكنني القول أنها جميلة أعتقد أنها جميلة |
kız Çok güzel, ama ihtiyaç duyduğun tatmini pek sağlamıyor gibi. | Open Subtitles | أنها جميلة جدا، ولكن... أنها لا تعطيك الارتياح الذى تحتاجينه . |