"أنها ليس" - Traduction Arabe en Turc

    • olmadığını
        
    • değil
        
    İçişleri'nin parası olmadığını biliyoruz, öyleyse ona uyuşturucu mu satıyorsun, yanılıyor muyum? Open Subtitles ونعرف أنها ليس مكافأة المخبر السري, إذن؟ أنت تبيع المخدرات أم ماذا؟
    Dışarıda internet ile büyümüş bir nesil var ve onlar beraber bir şeyler yapmanın o kadar da zor olmadığını, sadece sistemleri doğru tasarlamak gerektiğini biliyorlar. TED وهناك جيل نشأ على الأنترنيت، وهم يعلمون أنها ليس من الصعب القيام بالأمور معا، عليك فقط هندسة الأنظمة بالطريقة الصحيحة.
    Emin misiniz? Kızı olmadığını kesinlikle biliyorsunuz, öyle mi? Open Subtitles هل أنتِ واثقة أنها ليس لديها فتاة صغيرة ؟
    Bence bazen birinin bir şeye ulaşması için kötü bir fikir değil. Open Subtitles أظن أنها ليس بفكرة سيئة فيما لو قام الإنسان أحياناً بمحاولة التواصل
    Yani mesele sanaldan ibaret değil, elle tutulur bir şeyler sunuyor, sanal olmaktan çıkıp fiziksel olarak kendini gösteriyor. TED لذا بجانب الخروج فيزيائياً بهذه الفكرة مجدداً على أنها ليس فقط إفتراضية، في الواقع تنتج من الأشياء.
    Büyükannem, bizim için evde kalacak yer olmadığını söyledi. Open Subtitles قالت الجدة: أنها ليس لديها حجرة لنا بمنزلهـا
    - O halde yangında ölmediği gibi ortada bir cinayet olmadığını da söyleyebiliriz. Open Subtitles فزمن الوفاة تقريباً قبل 3 أيام بهذا القول يمكننا الوصول بإرتياح لإستنتاج أنها ليس فقط ماتت في الحريق
    Bu yüzden, şempanzelerde de sıcak noktaların var olup olmadığını görmek için bu pozisyonlara özellikle baktık ve bize büyük bir sürpriz yaptı: Open Subtitles لذلك نظرنا بشكل خاص في هذه المواضع لنرى هل هي لدى الشمبانزى نقاط ساخنة أيضاً و كانت المفاجأة أنها ليس كذلك
    Ciddiyim, iyi bir fikir olmadığını biliyorum, fakat elimizdeki en iyi çözüm bu. Open Subtitles أعلم أنها ليس فكرة مثاليّة، لكنها أفضل فكرة لدينا.
    Polis dosyalarıyla aynı olmadığını biliyorum elbette ama gözüme çarpan bir şeyler var. Open Subtitles أعلم أنها ليس نفس الأمر كالبحث ،في ملفات الشرطة لكن شيئاً قد ظهر جلياً لي
    İyi olmadığını biliyorum. Open Subtitles إننى ألاحظ أنها ليس بالشكل الأفضل
    Benim hatam olmadığını söyleyeceğim. Yeter artık! Open Subtitles سوف أقول أنها ليس غلطتي هذا فقط
    Utandı ve kutlayacağı kimse olmadığını bilmemizi istemedi. Open Subtitles انها تشعر بالحرج ولا تريدنا ...أن نعرف أنها ليس لديها مَن تحتفل معه
    Blue Shield sürekli olarak tümörü olmadığını söylüyordu. Open Subtitles الـ "بلو شيلد" قالت مراراً وتكراراً أنها ليس لديها ورم
    - O'na kanının olmadığını söyleme. Open Subtitles ـ لا تخبريها أنها ليس لديها دماء.
    Bu bir tatbikat değil. Bu YouTube mühendislerinin şaşkınlığı da değil. TED هذه ليست مناورة. أنها ليس جهلاً من مهندسي اليوتيوب.
    Bunlar sadece havai fişek değil. Open Subtitles الآن تذكر أنها ليس مجرد العاب نارية فقط.
    Sence de bir tane arkadaşı olması garip değil mi? Open Subtitles ألا تظن أن هذا، غريبا نوعا ما أنها ليس لديها سوى صديقة واحده؟
    Pek konuşkan birisi değil. Bilirsin, her şeyi içine atıyor. Open Subtitles أنت تعلمين أنها ليس شخصا كثير الكلام كما أنها تنعزل على نفسها كثيرا
    Pantolonu için değil, karısı öldüğünden ağlıyordur sanırım. Open Subtitles أظن أنها ليس قلق على سراويله بل على زوجته الميتة
    Sanırım başarısız olduğu tek şey o değil. Open Subtitles على الارجح أنها ليس الشئ الوحيد الذي رسبت فيه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus