Sam Berlingoff olduğunu söyledi. Yalan söylediğini nereden bilebilirdim? | Open Subtitles | قالَ كات أنهُ كان سام بيرلينغهال كيفَ يُمكنني أن أعرِف أنهُ كانَ يكذِب؟ |
Bakın yıllardır aramızda bir sürü bokluk olduğunu biliyorum... ama bunları bir kenara bırakmamız lazım. | Open Subtitles | أُنظُر، أعرفُ أنهُ كانَ بيننا الكَثير مِن المشاكِل على مَرِ السِنين لكن عليكُم أن تَضَعوا ذلكَ جانِباً. |
Adebisi'nin berbat birisi olduğunu duymuştum, bu seni daha da kötü yapar. | Open Subtitles | سمعتُ أنهُ كانَ لئيماً مما يجعلكَ أسوءَ منه |
İkimizin arasında çok boktan olayların olduğunu biliyorum, değil mi? | Open Subtitles | أعرفُ أنهُ كانَ هُناك أمور سيئَة بيننا، صحيح؟ |
Yeni verem vakalarının olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أدرك أنهُ كانَ ما يزال هناك قضايا جديدة |
Bir dakika, ikiz olduğunu bilmiyor muydunuz? | Open Subtitles | إنتظر ،، الم تعلم أنهُ كانَ هناكَ توأم؟ |
Alvarez'le aranda kan davası olduğunu biliyorum, ta geldiği günden beri. | Open Subtitles | أعرفُ أنهُ كانَ هُناكَ مشاكل بينك و بين (ألفاريز) منذُ يوم وصولهِ تقريباً |
Leo yalnız olmadığı için mutlu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالَت أنها سعيدَة أنهُ كانَ لدى (ليو) شخصاً ما |
Bana onun beyaz olduğunu mu ima etmeye çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | أتَقولينَ أنهُ كانَ أبيضاً؟ |
Acemice yapılmış bir bomba olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | اتخيل أنهُ كانَ سلاحاً خشناً |
Comescu onların virüs olduğunu sanıyordu, tamam mı? | Open Subtitles | كوميسكو) ،، ظن أنهُ كانَ جدرياً ،، حسناً؟ ) |
Mike sahtekar olduğunu bildiğime dair ifade verirse onu baroya sokacak. | Open Subtitles | (مايك) يعترف بشكلٍ موثّق أنني كُنت أعرف أنهُ كانَ مُحتال، سوفَ تصوّت لإدخالهِ بنقابةِ المحامين. |
Teller'ın en yakın dostu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنهُ كانَ صديقَ (تيلر) المقرب |
Portland'ta olduğunu duymuştum. Portland'takiler de San Luis Obispo'da dediler. | Open Subtitles | "سمعتُ أنهُ كانَ "بورتلاند ...سان لويس ابيسبو) ،، لذا) |
Glynn senin kararın olduğunu söyledi. Yani? | Open Subtitles | أخبرني (غلين) أنهُ كانَ قرارك |