Yani benim atalarımın DNA' larının benimkiyle aynı yapıda olduğunu duydum. | Open Subtitles | إذاً سمعت من أسلافي في قسم الحمض النووي أنه كانت هناك |
Tam da eyaletteki en büyük egoya sahip adamın ben olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد تذكرت فحسب أنه كانت لي السطوة على ثلاثة مناطق في الولاية |
Beni başkaları ile eşleştirmek için kullanılanın yüzeysel veri olduğunu bildiğim için kendi sorularımı kendim sormaya karar verdim. | TED | و علما أنه كانت هناك بيانات سطحية، تستعمل لمطابقتي مع أشخاص آخرين قررت بدلا من ذلك أن أطرح أسئلتي الخاصة. |
Görünüşe göre, çok ciddi bir kıtlık zamanında, bu Lidya kralı çılgınca bir şey yapmak zorunda olduklarına karar verdi. | TED | إتضح، أنه كانت هناك مجاعة شديدة، جعلت ملك ليديا يقرر أنهم بحاجة للقيام بأمر مجنون. |
Tanelerde çok az hücre olduğu için deney hücreleri yok etti. | Open Subtitles | بما أنه كانت توجد خلايا قليلة في القملة فالاختبار أتلف العينة |
Büyükannemin okumak isteyeceği bir hayatım olduğunu düşünmüyordum. | TED | لم أعتقد أنه كانت لدى الحياة التي كانت جدتي ترغب بالقراءة عنها. |
Yaranın çevresinde yanık izleri olduğunu hatırlayacaksınız. | Open Subtitles | لعلك تتذكر أنه كانت هناك دلائل على علامات حارقة حول الجرح |
Çok sinirlenmiştin. Taşınmalarında rolüm olduğunu sanmıştın. | Open Subtitles | كنت غاضباً جداً مني، ظننت أنه كانت لي علاقة بانتقالهم من بيتهم |
Adamlar, Emmet çatıdan inince bir baskın olduğunu düşünmüşler ve kaçmışlar. | Open Subtitles | و الذين اعتقدوا أنه كانت غارة عليهم لما أتى من السقف , فهربوا |
Senin nerede olduğunu bilememenin verdiği huzursuzluktan dolayı uyumakta zorlandığımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر أنه كانت تواجهني مشاكل في النوم لعدم معرفتي بمكانك |
Jordan, geçmişte aramızda farklılıklar olduğunu biliyorum, ama bu ikimiz için de iyi. | Open Subtitles | جوردون ، أعرف أنه كانت بننا خلافات فى الماضى و لكن هذا جيد لكلانا |
Şu anda tek bildiğimiz, söyleyebileceğimiz tek şey, bir çok ölü olduğu. Ne kadar olduğunu bilmiyoruz... | Open Subtitles | , ما نعرفه في هذا الحين ما يمكننا اخباركم به هو أنه كانت هناك حالات وفاة |
Ama, evet, sorumluluğumu hakkıyla yerine getirmediğim zamanlar olduğunu ve sizin ifadenizle bir örtbas planına dahil olduğumu itiraf ediyorum. | Open Subtitles | لكن نعم، سأعترف أنه ...كانت توجد أوقات حيث لم ألبي كاملا تلك المسؤولية وقد تورطت بعملية تستر كما تسميها أنت |
Efendim Chavez öldürülmeden önce bu birim hakkında ikinci bir düşüncesinin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسنا ، شافيز يا سيدي وقبل الاطلاق ،لقد اخبرني أنه كانت لدية أفكار أخرى بشأن هذه الوحدة |
Ona bir boykot olduğunu yani gidip çıkıp da yiyecek almaması gerektiğini söylemişler. | Open Subtitles | قالوا له أنه كانت هناك مقاطعة لذلك ما كان يجدر به أن يشتري الطعام |
Anladığıma göre hanımefendinin bazı olumsuzlukları vardı. | Open Subtitles | سمعت أنه كانت هناك أعتراضات قوية نحو السيدة |
Bana anlattığınıza göre başka ilgi alanları da varmış. | Open Subtitles | و أنتِ أخبرتني كما أعتقد أنه كانت لديها أملاك أخرى ؟ |
Resmi açıklamaya göre yangın çıkmış. Ama tek buldukları onun külleriymiş. | Open Subtitles | القصة الرسمية أنه كانت هناك ناراً لكن كل ما وجدوه كان رمادها |
Evet ama eminim ki bir davada aynı fikre sahip iki kafa olduğu zaman daha üstün olunur. | Open Subtitles | أجل, لكني أكيدة من أنه كانت هناك أوقات.. حين يكون لعقلان مشابهان فضلاً بقضيّة ما. |
Bizden daha talihli çağların var olduğu kabul etmeliyiz. | Open Subtitles | هنا علينا أن نعترف بحقيقة أنه كانت هناك عصور أكثر ازدهارا من عصرنا، |
Hatta karbon nanotüpler kullanarak uzaya giden bir asansör yapmaya çalışan gruplar bile vardı. | TED | حتى أنه كانت هناك مجموعات تحاول صناعة مصعد إلى الفضاء باستخدام أنابيب النانو الكربونية. |