Gerçek babasını bulmak için daha fazla uğraşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه يريد ان يقضي بعض الوقت ليجد أبيه الحقيقي |
O ciddi şeyler düşünmeye başladığında, hayatında farklı birşey olsun istedi. | Open Subtitles | وأعتقد أنه فكر في ذلك ولكنه في النهاية قرر أنه يريد سبيل آخر في الحياة |
Şehir plânlamacısı olmak istiyor diye bursu geri mi alacaksın? | Open Subtitles | تحرمه من المنحة لمجرد أنه يريد أن يصبح مخططاً عمرانياً؟ |
Nazır ikinizide görmek istiyormuş. Sana soracağı bazı sorular varmış. | Open Subtitles | ،يرغب الحاجب أن يراكما حيث أنه يريد توجيه اسئلة لكما |
Bana yardım etmek istiyor ve sen onu manipüle ediyorsun. | Open Subtitles | أنه يريد مساعدتي. وأنت قمت بالتلاعب به وحسب. |
Güçlü biri olduğunu ve bize yardım etmek istediğini söyledin. | Open Subtitles | أنتِ قلتِ أن له سلطة و أنه يريد مساعدتنا |
28 yaşındaki hukuk öğrencisi, Jonathan, LGBTQ hastalarından memnun olan ve LGBT hastaları konusunda uzmanlaşmış birini bulmak istediğini söylüyor. | TED | جوناثن، 28 سنة، طالب قانون، قال أنه يريد أن يجد شخصًا مرتاح لرعاية المرضى المثليين ومتخصص في الرعاية الصحية للمثليين. |
Yürüyeceğini sanmam, ama istiyor gibi. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الموضوع سيكمُل ولكن بدى أنه يريد الرجوع |
Kucağa ihtiyacı olduğunu düşündün ama seni dövmek istiyor. | Open Subtitles | إعتقدتَ أنه يريد حضناً منك ولكنه يريد أن يضربك |
Carter profesör Madsen'e yeni bir laboratuar ortağı istediğini söylemiş. | Open Subtitles | قرر "كارتر" اخبار البروفيسور "مازدن" أنه يريد رفيق مختبر جديد |
Nereye gittiği sorulduğunda babasını ziyaret etmek istediğini söylemişti. | Open Subtitles | حين سألوه إلى أين هو ذاهب أجاب أنه يريد أن يزور أبيه |
oğlum eşime benim için bir konuşma yapmak istediğini söylediğinde John | TED | و في منتصف الحفل قال إبني لزوجي أنه يريد إلقاء كلمة |
Ama ameliyattan bir kaç ay sonra tuhaflaştı. AyrıImak istediğini söyledi. | Open Subtitles | ثم بعد الجراحة بأشهر بدأ يتصرف بغرابة وقال أنه يريد التوقف |
Yanına eğildiğimde, bana kendini öldürmek istediğini söyledi. | TED | كنت جاثمة بجانبه، أخبرني أنه يريد قتل نفسه |
Nijerya'da romanımı tanıtırken bir gazeteci, hoş, iyi niyetli bir adam bana tavsiyede bulunmak istediğini söyledi. | TED | وبينما كنت أسوق للرواية في نيجيريا، أخبرني صحفي، رجل حسن النية أنه يريد نصحي. |
O ciddi şeyler düşünmeye başladığında, hayatında farklı birşey olsun istedi. | Open Subtitles | وأعتقد أنه فكر في ذلك ولكنه في النهاية قرر أنه يريد سبيل آخر في الحياة |
Ben ona oynadıkça o da oyunumu oynayacağını mı ima etti yoksa beni kışkırtmak mı istedi? | Open Subtitles | لاسمحوا لي أن أعرف عنيدا مسرحيتي اللعبة ، وطالما لعبت له. أم أنه يريد إثارة لي؟ |
- Ne yazık ki, daha hoş olmak istiyor. | Open Subtitles | المشكلة الحقيقية أنه يريد أن يكون ألطف من هذا |
İnsan, doğası gereği diğerlerinden daha üstün olmak istiyor. | Open Subtitles | طبيعة الإنسان أنه يريد أن يكون أفضل من الآخرين. |
Şey, dediki tipik bir Amerikan ailesi istiyormuş. | Open Subtitles | حسنا لقد قال أنه يريد عائلة امريكية تقليدية |
O, devam etmek istiyor ama ben, Crawford'un ikili oynadığına iyice ikna oldum. | Open Subtitles | أنه يريد الاستمرار , لكنى متأكد أن كرافورد يخدعنا |
Gay oğlun sana geliyor ve orduya katılmak istediğini söylüyor. | Open Subtitles | إبنك الشاذ يأتي إليك، و يخبرك أنه يريد الألتحاق بالجيش. |
Takılmaya başladığımızdan beri, Konuşmak istiyor gibi gözüküyor.... | Open Subtitles | منذ أن بدأنا بالخروج معا يبدو أنه يريد التحدث عن |
İndikten sonra, paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وحين وصل ، قال لى أنه يريد بعض المال |
Müdüre birkaç gün izin istediğini söylemiş. | Open Subtitles | أخبر المدير أنه يريد بضع أيام لأجازة شخصية. |
Yeni çocuk olduğumdan beri nasıl girdiğimi bilmek istediğini söylemişti. | Open Subtitles | لانني الرجل الجديد قال أنه يريد مني أن أعلم فيما أورط نفسي فيه |
Brian bize hapishaneyi ele geçirmek istediğini söylediğinde kötü bir şey olacağını anlamıştım. | Open Subtitles | عندما أخبرنا (براين) أنه يريد الاستيلاء على السجن، علمت أن هذا شيء سيىء |