"أنوفهم" - Traduction Arabe en Turc

• burunlarını
• burunlarının
• burunları
• burun
• burnunu
• burnu
• burunlarına
• yüzlerine vurmakla
• burunlarıyla

Biz de bundan hoşlanıyoruz. burunlarını işlerimize sokmayacakları anlamına geliyor.
وهذا الأمر يروق لنا، حيث يُبقي أنوفهم بيعدة عن أعمالنا.

40 kadınımsı demirci burunlarını sümkürdükleri bezleri sallıyorlar!
أربعون حداداً مخنثاً يلوحون بثيابهم التي مسحوا بها أنوفهم

Onu burunlarının ucundan alabiliriz. Ortalığı kızıştırmak için biraz zamana ihtiyacım var.
أعتقد أنه يمكننا النيل منها من تحت أنوفهم فقط أحتاج لقليل من الوقت لإشعال الموقف

Vardı. Aynı bölük kendi ilaçlarının da burunlarının dibinden çalınmasına müsaade edip "pardon" bile demeden kendi kamplarına doğru yola devam etti.
لقد فعلتما, نفس هذا الفوج ترك الشحنه تُسرق من تحت أنوفهم

Büyük burunları onlara daha iyi koku alma yeteneği sağlar.
أنوفهم الكبيرة تمكنهم من شم الروائح من على مسافات كبيرة

Bu hayatta, iki burun deliği olanlar hariç, herkese güvenebilir insan.
في هذه الحياة، يجب أن نثق بالجميع ما عدا هؤلاء الذين لديهم فتحتان في أنوفهم

Kimsenin bu işe burnunu sokmasını istemeyiz, değil mi?
لا نريد أن يدس آخرون أنوفهم فيه أليس كذلك؟

Sana inandıkları için kaburgalarını ve burunlarını kırarlar.
الذي سيكسرون أضلعهم و أنوفهم و رقابهم لأجلك.. لأنهم يؤمنون..

Haydi, içeri girelim ve başarınla burunlarını sürtelim.
. لذا ، الأن ، هيا ندخل ونفرك أنوفهم في نجاحك

İnsanlar onları ilgilendirmeyen şeylere burunlarını sokuyor.
الناس يدسون أنوفهم في الأشياء التي لا تهم 'م.

Hayatta kalabilmek için hayvanlar âleminin en hassasları arasında yer alan burunlarını izlerler.
للبقاء يتبعون أنوفهم الأكثر حماسا في مملكة الحيوانات

burunlarının dibindeki çocuğun kaçmasına göz yummuşlar.
انها مجرد السماح لها المشي الحق في الخروج من تحت أنوفهم. فأين هي؟

burunlarının dibinde olanları görmemeyi yeğliyorlar.
إنهم يفضلون عدم رؤية ماذا يجري تحت أنوفهم

Onun planı aslanların antilopları öldürmesine izin vermek, sonrasında onların akşam yemeğini burunlarının dibinden çalmak.
خطته في في السماح للاسود بقتل الحيوان، وبعدها يسرق عشائهم مِن تحت أنوفهم مُباشرة ً.

Bu çok önemli. burunları olabilir, saçları olabilir, auraları bile olabilir. İtirazım yok, ama birbirinize bakın ve bir iltifatta bulunun.
قد يكون شيئاً مميزا في أنوفهم أو شعرهم أو حضورهم أرجوكم أنظروا الى من جانبكم، أمدحوهم.

burunları. Bizimkilerden daha büyük ve yaygın.
,إنها أنوفهم أنوفهم أطول وأكبر من أنوفنا

Ağızları konuşmuyor gözleri görmüyor burunları koku almıyor.
أفواههم بكماء، أعينهم عمياء، أنوفهم لاتشم

Artık hiçbir asil burun Şehrin pis kokusundan rahatsız olmayacak
لم يعد على أعضاء المجلس النبلاء أن تشتم أنوفهم رائحه المدينه

İyiliğini geri ödemek için işimize burnunu sokanlardan senin için kurtulacağım.
للردّ على معروفك دعيني أتخلّص من هؤلاء الذين يحشرون أنوفهم في أعمالنا

Şimdiyse nerede bir on dörtlük kulağı küpeli burnu kancalı genç varsa tatlı sözlerle sizi kazıklıyor.
الآن , الجميع في الرابعة عشرة بخواتم و علامات في أنوفهم... يستخدمون الكلمات المزخرفة لخداعك

Sağol. Eğer Yüce Güçlerle karşılaşırsam burunlarına yumruk atacağım!
شكراً, لو قابلت قوة الوجود فسوف ألكمهم فى أنوفهم

Galibiyetten duyulan zevkle, bunu yüzlerine vurmakla "Nah-nah-na-na!
انها حول الشماتة وفرك أنوفهم فيه، ال"نا نا ننا نا!

Kocaman burunlarıyla düşmanlarını havaya fırlatırlar.
إذ يستخدمون أنوفهم القوية للإطاحة بأعدائهم.