Dr. Stefano, DNA izleme sisteminin beta sınaması yüzünden çok baskı altında olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّك كنت تحت الكثير من الضغط لإختبار نظام مراقبة جيناتك |
Torunuyla çok yakın olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | وأفهم أنّك كنت مُقرّباً بشدّة مِن أحفاده. |
Sizin saat 9:00 ile 1:00 arasında kayıp olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | وأخبرتني أنّك كنت مفقودا بين التاسعة والواحدة صباحا |
Hayır. Bence bunca yıldır ona göz kulak olman çok asilce bir davranış. | Open Subtitles | كلّا، بل أظنّه سلوكًا نبيلًا جدًّا أنّك كنت تراقبها بعناية طيلة هذه السنين. |
Bana bütün bu zaman boyunca ilkokul işi mal sattığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّك كنت تبيعيني هذه الترّهات طوال الوقت. |
1970 yılında, senin içeride olduğun günlerde yapılan bir ayırımcılık yüzünden bu sefil eyalette işim bitti. | Open Subtitles | طيشي في عام 1970.. أعتقد أنّك كنت في السجن قد أوصلني إلى هذه الحالة المؤسفة |
Ve aslında bakarsanız, az önce bize yalan söylediniz ve sizin olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | ونظراً لحقيقة أنّك كذبت علينا للتو، فأخمّن أنّك كنت الفاعل. |
- Ama New York Tarih Müzesi'nin bodrumunda olduğunuzu kabul ediyorsunuz. | Open Subtitles | لكنّك تعترف أنّك كنت في الطابق السفلي بمُتحف (نيويورك) التاريخي الجديد؟ |
Onun için çok özel bir baba olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّك كنت أبّاً مميزاً بالنسبة لها. |
Bilgisayarlar konusunda iyi olduğunuzu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنّك كنت جيّدا مع الحواسيب |
Sizin en iyisi olduğunuzu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنّك كنت الأفضل |
Yangın çıktığı sırada, gurupla birlikte sahnede olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | أورسن هودج) أنّك كنت على المسرح) مع الفرقة عندما إندلع الحريق |
Ty, Dante ve Bobby'ye senden bahsedecek, nasıl asker arkadaşı olduğunuzu şehirdeki bazı zengin kişilere nasıl ulaşabildiğini anlatacak. | Open Subtitles | (تاي) سيخبر (دانتي) و(بوبي) عنك، كيف أنّك كنت رجل جيش مخضرم كيف أنّه يمكنك الوصول إلى الأشخاص الأكثر ثراءً بالمدينة |
Hatırlatmak isterim ki saat birde Doktor Cosway ile seansta olduğunuzu kabul ediyorsunuz, Bay Hinkle. | Open Subtitles | رسمياً، سيّد (هينكل)، أنت تعترف أنّك كنت موعد الد. (كوزواي) في الساعة الـ1: 00؟ |
O gün Pennybaker Kulübü'nde olduğunuzu biliyoruz Bay Belasco. | Open Subtitles | نعلم أنّك كنت في نادي (بيني بيكر)، سيّد (بيلاسكو). |
Kralın sen olman gerektiğini ne zaman söylemeyi planlıyorsun? | Open Subtitles | متى كنت تنوي أن تخبره أنّك كنت من المُفترض أن تكون الملك؟ |
Senin bizimle ilgili şeyleri düşünüyor olman gerekiyordu! Ve tüm geceni o siyahî herifle parti yaparak geçirdin! | Open Subtitles | كان يفترض بك أن تفكّر فينا أعلم أنّك كنت تسمر طوال اللّيل مع ذلك الأسود |
Evet, tabii senin tüm zaman boyunca benimle yatmaya çalıştığını saymazsak. | Open Subtitles | أجل، إلاّ أنّك كنت تُحاول مُعاشرتي طوال ذلك الوقت. |
Baban yaz boyunca ölü olduğunu öğrenince ne olacak? | Open Subtitles | ماذا سيحدث حين يتبيّن والدك أنّك كنت ميّتة طيلة الصيف؟ |
Seni camdan aşağıya attığı... ve felçli olduğun? | Open Subtitles | أنّه رمى بك من النافذة؟ أنّك كنت مشلولا؟ |
Burada senin bir zamanlar oldukça ünlü olduğun yazıyor. | Open Subtitles | يقال أنّك كنت شهيرًا على نحوٍ لائق في مرحلة ما |