Görünüşe göre bankın üst kısmında oturuyordu. Göğsünden vuruldu. Arkaya düştü. | Open Subtitles | أتوقع أنّه كان جالساً على المعقد، تلقى رصاصة بالصدر، ووقع هنا. |
Vatandaşların işlerini hâlletmenin, bir politikacının yükümlülüğü olduğuna inanırdı. Adaylık sürecinde bile... | Open Subtitles | لقد آمن أنّه كان إلتزام سياسي لإنهاء أعمال الناس حتى أثناء الترشّح. |
10 saatten az bir süre önce hastanede olduğu bir gerçek. | Open Subtitles | بل حقيقة أنّه كان في المستشفى لأقل من عشر ساعات تقريباً |
Büyükbabam sana II. Dünya Savaşı'nda sıhhiyeci olduğundan söz etmiş miydi? | Open Subtitles | أأخبرك جديّ من قبل أنّه كان مسعِف فى الحرب العالميّة الثانية؟ |
- Onun bilmesine gerek yok. Ayrıca o da aynısını yapardı. | Open Subtitles | ليس عليه أن يعلم بالإضافة إلى أنّه كان سيفعل الشيء نفسه |
Biliyor musun, her zaman sana karşı içimde bir şeyler vardı. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أنّه كان لديّ إنجذاب إليكِ على الدوام، أليس كذلك؟ |
Hayır, cesedi bulan iki adam üzerinin muşamba ile örtülü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كلاّ، الرجلان اللذان عثرا على الجثة قالا أنّه كان في الشّرك مسبقاً |
Dedikodulara göre piyasadaki en ünlü sihirbaz için üst düzey ilüzyonlar tasarlıyordu. | Open Subtitles | تقول الشائعات، أنّه كان يصنع خدع سحريّة متطوّرة لأكثر رجلٍ إثارة بالخارج |
Sırada beklediğine göre senin için iyi bir yazar olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّه كان كاتباً جيداً بالنسبة إليكَ لتقف في الصف |
Arkadaşının dediğine göre, sırf yakınından geçmemek için birkaç blok fazladan yürürmüş. | Open Subtitles | وقال أنّه كان يسير جادّتين عن الطريق ليتجنب المرور من أمامه فحسب. |
Her şeyden sonra bile hala Onun kötü adam olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | بعد كلّ ذلك الوقت، ما زلتُ لا أصدق أنّه كان الشرير. |
Şimdi Onun intihar bombacısı olduğuna inanmamızı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | والآن تريدنا أن نصدّق أنّه كان واحدا منهم؟ |
Belki %30'unda hatalıydı ama o an için doğru olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | و 30 بالمئة لربما كان خاطئا، لكنّه اعتقد أنّه كان صحيحا في حينها |
Bize asla söylemedi kim olduğu. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان مغرماً بفتاة ما لم يخبرنا عنّها مطلقاً |
Elimizde, metro saldırısında Ben'in parmağı olduğu yönünde deliller var. | Open Subtitles | عِنْدَنا دليلُ أنّه كان ضمنَ الهجومِ على الليف |
Üçkağıtçı olduğu epey hızlı ortaya çıktı. | Open Subtitles | أصبح واضحاً بشكل سريع أنّه كان مُحتالاً. |
Bunun şirketin hatsı olduğundan neden bu kadar eminsiniz? | Open Subtitles | ما الذي يجعلكِ مُتأكّدة لهذه الدرجة أنّه كان خطأ الشركة؟ |
Peşinde olduğunuz adamın devletin içinde adamı olduğundan emin gibiydi. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان مُقتنع أنّ هذا الرجل الذي كنتِ تُطاردينه مدعوم بواسطة الحكومة. |
Bu durumda Onun oğlun olduğunu kabul etmek akılcı bir yol olmaz mı? | Open Subtitles | في تلك الحال، ألن يكون مِن المفضّل أن تختار تصديقَ أنّه كان ابنك؟ |
İkinizin oldukça iyi bir planı vardı, ön göremediğiniz birşey hariç. | Open Subtitles | كانت لديكما خطة جيّدة، إلاّ أنّه كان شيء واحد لمْ تتوقعه. |
Patronu ile yaşadığı sürtüşmeden dolayı huzursuz olduğunu söyledi sadece. | Open Subtitles | كلاّ، قال أنّه كان مُنزعجاً فحسب بسبب الإحتكاك مع رئيسه. |
Kendini koruma yarası yok. Sizce yüzünü korumak için ellerini kaldırmış olması gerekmez miydi? | Open Subtitles | لا توجد لجروح للدفاع عن النفس ، ألا تعتقد أنّه كان يجب أن يضع يديه على وجهه للحماية |
Belki de polisler şeyi itiraf etmek istemediler. Bir psişiğin onlara yardım ettiğini... | Open Subtitles | أو ربما رجال الشرطة لا يريدون أن يعترفوا أنّه كان لديهم وسيطة روحيّة تساعدهم في الواقع |
Uzun kemiklerin boyu ise erkeğin, 1.70 ila 1.80 cm. olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | طول العظام الطويلة يوحي أنّه كان بطول 5.8 و 5.10 |