"أنّ لديه" - Traduction Arabe en Turc

    • varmış
        
    • planı olduğunu
        
    • olduğunu söyledi
        
    Anlaşılan bir ağabeyi varmış ve birbirlerine de çok yakınlarmış. Open Subtitles إتّضح أنّ لديه أخ أكبر، وعلى ما يبدو، كانا مُقرّبان.
    İçerde adamları varmış. Open Subtitles قال أنّ لديه عيون بالداخل، تُنشئ أهدافاً له،
    - Hapishaneden hizmet çizelgesini al. Brady konuşmalarını yaparken görev başında kim varmış görelim. Open Subtitles أياً كان من نتعامل معه من الواضح أنّ لديه الوسائل ليرشو شخصاً آخر.
    Başka bir planı olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles أنا لم أعرف أنّ لديه واحدة
    Pekala ondan ayrıl dedin ama o, onunla bir hayatı olduğunu söyledi bir kızı olduğunu ve tam orada, aniden kullanıldığını anladın. Open Subtitles إذن، أمرتِه أنّ عليه هجرها ولكن قال أنّ لديه حياة معها، ابنة وعند تلك اللحظة، فقدتِ أعصابكِ أدركتِ أنّه كان يستغلّكِ
    Demek oluyor ki failimizin etrafı kolaçan etmek için 1 saati varmış. Open Subtitles وهو ما يعني أنّ لديه قرابة الساعة لنهب المكان
    Ondan başka kimseye söylemeyeceği bir sırrı varmış. Open Subtitles وقال أنّ لديه سرّ وأنّه لن يخبر أيّ شخصٍ آخر
    Söylediğine göre birkaç sorunu varmış halledecek, insanlara anlatmadan önce. Open Subtitles قالت أنّ لديه بعض الأمور يحتاج أن يحلّها قبل أن يُعلنا عن علاقتهما.
    Buzdolabının üzerindeki takvime göre antremanı varmış bugün. Open Subtitles جدول المواعيد على الثلاجة يقول أنّ لديه مبارة بيسبول اليوم.
    Duyduğuma göre, güney yakasının her yerinde gizlenebileceği yerler varmış. Open Subtitles هناك إشاعة أنّ لديه مخابـئ ..في جميعأنحاءالجانبالجنوبـي.
    Cinayet için imkânı olduğunu da biliyoruz çünkü köpek güzellik yarışmasında basın kartı da varmış. Open Subtitles ونعرف أنّ لديه الفرصة للقتل لأنّه أصدر أوراق إعتماد لعرض الكلاب.
    Söylediğine göre elinde büyük birşey varmış kendisini zengin edecek. Open Subtitles قال أنّ لديه أمر كبير قادم، شيء سيجعله سالماً.
    Hapishanede öldüğünü göz önüne alırsak iki maktulümüz için oldukça sağlam bir gerekçesi varmış. Open Subtitles حسناً، بالإعتبار أنّه مات في السجن، فسأقول أنّ لديه عُذر غيابٍ جيّد لكِلا الجريمتين.
    Küçük günlük bir gezide. Görünüşe göre erkek arkadaşınla çözülmemiş bazı meseleleri varmış. Open Subtitles إنّه في رحلة نهاريّة موجزة، واضح أنّ لديه عملًا عالقًا مع خليلك.
    İşinize yararsa belsoğukluğu varmış. Open Subtitles كما أنّ لديه مرض السيلان، هذا ما هو بارز.
    Başka bir enfeksiyon varmış gibi mi davranırız yoksa ilaçlara alerjisi varmış gibi mi yaparız, umurumda değil. Open Subtitles انظر! لا أهتم إن كنت ستضطر لتزيّف عدوى ثانويّة.. أو الإدّعاء أنّ لديه حساسيّة ضد أدويته..
    Zig Zag kutusu bile varmış. Open Subtitles وحتّى أنّ لديه صندوق الزنك زاك
    Bajie bizi duvardan geçirecek bir planı olduğunu söylüyor. Open Subtitles باجي) يقول أنّ لديه خُطة لعبور) الأراضي الوعرة
    Ajan McKenzie, Eleanor'u yakalamak için bir planı olduğunu söylüyor. Open Subtitles العميل (ماكنزي) يقول أنّ لديه خطة... لاستدراج (إلينور)
    Sonra da şehirde bir görüşmesi olduğunu söyledi. Eve giderken onu da yol üzerinde bırakmamı istedi. Open Subtitles أعطيته المُبخّر، وبعد ذلك قال أنّ لديه اجتماع بوسط المدينة.
    Buradaki hayatımla ilgili soruları olduğunu söyledi. Open Subtitles قام بالتواصل معي قال أنّ لديه تساؤلات حول حياتي هنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus