Sadece bu geminin gitmesi gereken yere gideceğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أتأكد أن هذه السفينة ستذهب إلي وجهتها |
Her şeyi düzgün yaptığımdan emin olmak istiyorum. Biraz daha zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد فقط أن أتأكد أن كل شيء صحيح، وأنا أحتاج فقط لبعض الوقت |
Diğerleri tamamladılar bile, ve bende her şeyin yolunda olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | الاَخرون جميعهم انتهوا بالفعل وأردت أن أتأكد أن كل شيءٍ على ما يرام |
Her şeyin iyi gittiğinden emin olmalıyım. Gelmek ister misin? | Open Subtitles | ويجب أن أتأكد أن كل شىء سيسرى على مايرام هل تريدين المجىء معى؟ |
Önce test edilen projenin avantajını duyduktan sonra... benim projemin Pete'inkinden önde olduğuna emin olmalıyım. | Open Subtitles | وبما أنّ الإختبار أولاً ميزة كبيرة يجب أن أتأكد أن مشروعي سيتم إختباره قبل مشروع بيت |
Asıl önceliğinizin hâlâ, zirve toplantısının güvenliği olduğundan emin olmamı istiyor. | Open Subtitles | لقد أرادني أن أتأكد أن أولويتك الأولى لازالت تأمين القمة |
Dinle, öyle acele gittiniz ki her şeyin iyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد غادرتا في عجلة من أمركما أردتُ أن أتأكد أن كل شيء بخير |
Sadece gereken her şeyi yaptığımızdan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أتأكد أن لدينا كل ما نحتاج |
Yine de kesin emin olmak için teyit etmek istedim. | Open Subtitles | لكن طبقاً للظروف الأليمة ظننت أن من الأفضل أن أتأكد أن هذه هي الحقيقة |
Aramızda hiçbir mesela olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت فحسب أن أتأكد أن كل الأمور بخير |
Herşeyin yolunda gittiğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط أن أتأكد أن كل شخص يبلي بلاءً حسناً |
Sadece sizin hırsız ya da onun gibi bir şey olmadığınızdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط أن أتأكد أن هذا أنتِ وليس لص أو شيئ ما |
Biri, diğerinden fazla çıkmış mı emin olmak istedim. | Open Subtitles | حسناً ، أريد أن أتأكد أن ليس هناك صدر يظهر أكبر من الصدر الأخر |
Tüpün sonunun kavisli ve başının biraz bükümlü olduğundan geriye doğru eğiminden emin olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أتأكد أن طرف الأنبوب مقوّس وأن الرأس مائل، مائل للوراء قليلاً. |
Kimsenin gerçeği öğrenmeyeceğinden emin olmalıyım. | Open Subtitles | لابد أن أتأكد أن لا أحد يكتشف الحقيقة مطلقاً |
Bu şişe kapağının pencere mandalını tutacağından emin olmalıyım. | Open Subtitles | عليّ أن أتأكد أن يعيقَ غطاء العلبةِ هذا المزلاج |
Oğlumun Katolik biriyle evlendiğinden emin olmalıyım. | Open Subtitles | لكن يجب أن أتأكد أن يأخذ إبني زوجة عفيفة كاثوليكية |
Doğru adamı bulduğumdan emin olmalıyım. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أن معي الشخص المناسب. |
Asıl önceliğinizin hâlâ, zirve toplantısının güvenliği olduğundan emin olmamı istiyor. | Open Subtitles | لقد أرادني أن أتأكد أن أولويتك الأولى لازالت تأمين القمة |