"أن أتركها" - Traduction Arabe en Turc

    • bırakamam
        
    • bırakıp
        
    • bırakmaya
        
    • izin veremem
        
    • gitmesine izin
        
    • bırakmayacaktım
        
    Tekerlekli sandalyeyle karavanda kalamaz, ve onu evde de yalnız bırakamam. Open Subtitles المقطورة لاتتسع للكرسي المدولب وأخشى أن أتركها وحيدة في المنزل
    Eğer aşağıdaysa onu burada bırakamam. Open Subtitles إن كانت هنا بالأسفل. فلا يمكنني أن أتركها.
    Anladın mı? onu ilk bulduğum gibi sefalet ve pisliğin içinde bırakıp gidemem. Open Subtitles لن أستطيع أن أتركها للمرض و البؤس الذين رأيتهم فيها من قبل
    Ama, onu serbest bırakmaya karar verdim. Open Subtitles وبعد هذا القول، بأنني قررت أن أتركها تذهب
    Çok kurumasına izin veremem. Open Subtitles لا ينبغي أن أتركها تجف أكثر من اللازم
    Onun oraya kendi başına gitmesine izin vermemeliydim. Open Subtitles ما كان يجب أن أتركها تذهب للخارج بمفردها
    Onu ve onu asla yanlız bırakmayacaktım. Open Subtitles ما كان يجب أن أتركها وحدها أو أن أدعه يسقط
    Onu tek başına bırakamam. İmkansız. Open Subtitles لا يمكنني أن أتركها وحيدة، لا يمكنني أبداً.
    Onu bırakamam. Open Subtitles لا يُمكنني أن أتركها للذّهاب والفساد معكم.
    - Hayır, yalnız bırakamam. Ben kıskanıyorum. Open Subtitles -لا، أنا لا أستطيع أن أتركها بمفردها، أنا غيور
    Onu orada asılı bırakamam. Open Subtitles لا أستطيع أن أتركها معلقة هكذا
    Onu bu halde bırakamam. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ أن أتركها هكذا
    Onu bırakamam, o daha çok küçük. Open Subtitles لا يمكنني أن أتركها. إنها صغيرة للغاية.
    Bu kuş beni yıllarca güvenle uçurdu ve onu böyle bırakıp gitmekten nefret ediyorum. Open Subtitles هذه المركبة أنقذتني كثيراً عبرالسنين.. وأكره أن أتركها هكذا فحسب
    Gecenin bu saatinde bunları bırakıp nasıl seninle çıkayım? Open Subtitles ‫كيف يمكنني أن أتركها ‫وأخرج في وقت متأخر في الليل؟
    Bu hayatta bırakmaya henüz hazır olmadığım şeyler var. Open Subtitles هناك أشياء في هذه الحاية . لا أريد أن أتركها
    İşe gitmem gerek ama onu yalnız bırakmaya korkuyorum. Open Subtitles يجب ان أذهب للعمل أخاف أن أتركها لوحدها في المنزل
    Daha fazla devam etmesine izin veremem. Open Subtitles لا يمكنني أن أتركها أكثر من ذلك
    Görüş alanımdan çıkmasına izin veremem. Open Subtitles لا يمكن أن أتركها تغيب عن ناظري
    Öyle tek başına gitmesine izin vermemeliydim patron. Open Subtitles لم يتوجب علي أن أتركها وحيدة يا رئيسي
    Ve biliyorum, yapacağım en iyi şey, onun gitmesine izin vermek. Open Subtitles وأفضل شيء أفعله هو أن أتركها تذهب
    Madem birinin oturmasını istemiyordum, kanepeye bırakmayacaktım o zaman. Open Subtitles لم يجب علي أن أتركها على الأريكة إذا لم أرغب بأحد أن يجلس عليها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus