Bir daha ki sefere ofise uğramalıyım. -Herkesle tanışmak isterim. | Open Subtitles | سوف آتي إلى المكتب المرة القادمة أود أن ألتقي بالجميع |
Gerçek misin değil misin merak ettiğim için tanışmak istedim. | Open Subtitles | كنت أريد أن ألتقي بك، للتأكد من أنك لم حقيقي. |
Hemşirelik okulundan birkaç sınıf arkadaşımla buluşacağım. | Open Subtitles | يجب علي أن ألتقي مع بعض زملاء الدراسة من مدرسة التمريض |
Meksika'dan geldi, annesiyle buluşacağım. | Open Subtitles | إنه من "نيو مكسيكو"، من المفترض أن ألتقي بأمه |
Herşey. Onunla tanışmadan önce kendisi tam bir çulsuzdu. | Open Subtitles | كــل شيء ، كــان بليـدا بالكامل قبــل أن ألتقي بــه |
- Tanıştığımıza sevindim, Dr. Thorndyke. - Ben de, Norton. | Open Subtitles | إنه لمن دواعي سروري أن ألتقي بك دكتور ثورندايك |
Benim gibi insanlarla tanışıp bunu bulmaya karar verdım. | TED | لذا قررت أن ألتقي بأشخاص مثلي لأكتشف السر. |
Jasper Barnes da gelecek, onla yüz yüze görüşmeliyim. | Open Subtitles | جاسبر بارنز سيكون هناك وأنا أريد أن ألتقي به |
Siz düğün tarihini belirlemeden önce, ailenle tanışmak istiyorum... çünkü, açıkçası, Fockyerdoder, senin hakkında hiç bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | قبل أن نحدد يوم الزفاف أريد أن ألتقي بأهلك لأني بصراحة لا أعرف الكثير عنك |
Sizinle tanışmak büyük şeref Bay Volare. | Open Subtitles | انه لشرف كبير أن ألتقي بك ، السيد فولار. |
8 yaş seviyesinin üstünde olan biriyle tanışmak çok güzel. | Open Subtitles | رائع أن ألتقي أخيراً بشخص يتفوق على معدل الذكاء الطبيعي لطالب ذو 8 أعوام |
Sanırım, seninle orada buluşacağım. | Open Subtitles | أظن أن عليّ أن ألتقي بك هناك |
Kappel şehre doğru ilerliyormuş ve onunla orada buluşacağım. | Open Subtitles | (كابيل) يتوجه نحو المدينة و يجب أن ألتقي به هناك |
Eski bir arkadaşımla buluşacağım. | Open Subtitles | عليّ أن ألتقي بزميل سابق، |
Pekala, Donna'yla tanışmadan önce takıldığım bazı kızlara bir göz atalım. | Open Subtitles | حسنا لنلقي نظرة على بعض الفتيات اللواتي كنت أتسكع معهن قبل أن ألتقي دونا |
Pekala, Donna'yla tanışmadan önce takıldığım bazı kızlara bir göz atalım. | Open Subtitles | حسنا لنلقي نظرة على بعض الفتيات اللواتي كنت أتسكع معهن قبل أن ألتقي دونا |
Evet, en nihayet, Tanıştığımıza sevindim, zira, sana hep sormak istediğim bir soru vardı. | Open Subtitles | أجل من الجميل أن ألتقي بك أخيراً، لأن لدي سؤالٌ واحد، لطالما أردت أن أسألك إياه. |
Merhaba, Tanıştığımıza memnun oldum. | Open Subtitles | مرحبا. إنه لمن دواعي سروري أن ألتقي بكم. |
Seninle tanışıp aşık olacaktım ve beni terk edecektin. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا سيحدث. وأود أن ألتقي بك، وتقع في الحب، وكنت تترك لي. |
- Hastayla yüz yüze görüşmeliyim. | Open Subtitles | يجب عليّ أن ألتقي مع المريض. |
Ya da sadece üniversite'den olmayan biriyle karşılaşmak güzel. | Open Subtitles | أو أنه مجرد شعور رائع أن ألتقي أحدهم خارج الجامعة |