"أن إحدى" - Traduction Arabe en Turc

    • birinin
        
    1,000-yenlik banknotlardan birinin harcandığını yazın. Open Subtitles أكتبوا أن إحدى الأوراق من فئة ألف ين تم إستخدامها
    Sana yemin ediyorum, doktorlar onu götürürken testislerinden birinin greyfurt büyüklüğünde şiştiğini söyledi. Open Subtitles أقسم أنني سمعت أحد المسعفين يقول أن إحدى خصيتيه تورمت حتى وصلت لحجم البرتقالة
    Amulet'in gerçek öyküsü haleflerimden birinin... bir Kargid Kralı'na aşık olması... ve Amulet'i yıkmak için onunla işbirliği yapması. Open Subtitles قصة التعويذة الحقيقية هي أن إحدى خليفاتي وقعت بحب ملك كارجيدي واتفقت معه على تدمير التعويذة
    birinin şu hemşireyi benzetme zamanı geldi de geçiyordu. Open Subtitles يبدو أن إحدى الممرضات كانت ترغب ببعض الضرب المبرح
    Adli tabip kemikleri temizlediğinde birinin kemik olmadığını fark etti. Open Subtitles حين انتهى الطبيب الشرعي أدرك أن إحدى العظام ليست عظمة على الإطلاق
    Senin mısır şekeri çocuklardan birinin madalyamı çalması benim suçum değil. Open Subtitles ليس ذنبي أن إحدى أطفال مملكتك سرقت ميداليتي
    Saat 9 buçukta arayıp istiridyelerden birinin garip olduğunu söyledim. Open Subtitles عند 9.30 أتصلت و أخبرته أن إحدى مأكولاتي كان طعمها غريبا
    Böylelikle Muirfield'ın yeni elemanı, ambardaki cesetlerden birinin aslında ben olduğumu doğrulayabilir. Open Subtitles الى المشرحة، حتى يقوم العضو الجديد في ميرفيلد بتأكيد أن إحدى الجثث في المستودع كانت فعلا تخصني
    Sana yemin ediyorum, doktorlar onu götürürken testislerinden birinin greyfurt büyüklüğünde şiştiğini söyledi. Open Subtitles أقسم أنني سمعت أحد المسعفين يقول أن إحدى خصيتيه تورمت حتى وصلت لحجم البرتقالة
    Çantalardan birinin açıldığını gördüm, içinde beyaz paketler vardı. Open Subtitles إلى المدخل الخلفي رأيت أن إحدى الحقائب مفتوحة وأنها تحتوي على مغلفات بيضاء
    Şiddet seviyesi düşünülürse, görünür şüpheli de yokken kurbanlardan birinin hâkim olduğu gerçeğiyle birlikte... Open Subtitles وبالنظر لمستوى العُنف وبدون أي مشتبه فيهم وحقيقة أن إحدى الضحاياكانقاضياً..
    Şiddet seviyesi düşünülürse, görünür şüpheli de yokken kurbanlardan birinin hâkim olduğu gerçeğiyle birlikte... Open Subtitles وبالنظر لمستوى العُنف وبدون أي مشتبه فيهم وحقيقة أن إحدى الضحاياكانقاضياً..
    Bu bayanlardan birinin psikopata bağlayı onu öldürdüğünü düşünüyorum. Open Subtitles إذن , أنت تعتقد أن إحدى هؤلاء النساء احتفظت بالسكين وأطلقت عقدها النفسية عليه
    Valinin yardım çağrılarından birinin duyulmuş olması mümkün mü? Open Subtitles هل من الممكن أن إحدى طلبات المساعدة للحاكم قد لُبيت؟
    Şimdi tek umudumuz... bunlardan birinin süphelimiz olması. Open Subtitles يتوجب علينا الآن أن نأمل وحسب أن إحدى نتائج البحث تلك هو المُشتبه به الذي نُريد إيجاده فعلاً
    Endişelerinden birinin cinsel birleşme beklentisi olabileceğini hayal ediyorum. Open Subtitles أتصور أن إحدى مخاوفك هي إحتمالية ممارسة الجِماع الجنسي
    Hafif takıntılı olduğumuz için oyunları canlı izlemek istedik, ABD'de İspanyolca konuşan ağlardan birinin başlamamız için en iyi yer olduğuna karar verdik. TED ولأننا مهووستان بالقدر نفسه، أردنا مشاهدة البث المباشر للمباراة، قررنا أن إحدى الشبكات الأمريكية الناطقة بالإسبانية، هي الأفضل لنا للبدء.
    Bu konuşmayı araştırırken en başarılı ilişkilerin özelliklerinden birinin her iki partnerin de liglerinin dışında hissetmeleri olduğunu öğrendim. TED كما ترون، عند البحث لإعداد هذه المحادثة، تعلمت أن إحدى السمات لأكثر العلاقات نجاحاً هي شعور كلا الشريكين بأنه أقل من المستوى.
    Bu odalardan birinin ona ait olduğuna eminim. Open Subtitles أنا متأكد أن إحدى هذه الغرف له
    Onlardan birinin cinayet olduğunu düşünüyor. Evet. Open Subtitles يظن أن إحدى تلك الحالات كانت جريمة قتل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus