"أن الطريقة الوحيدة" - Traduction Arabe en Turc

    • tek yolunun
        
    • tek yolu
        
    • tek yol
        
    Bana doğru cevapları almanın tek yolunun doğru sorular sormak olduğunu öğrettiler. TED علّموني أن الطريقة الوحيدة للحصول على الأجوبة الصحيحة هي طرح الأسئلة الصحيحة.
    Onlardan kurtulmanın tek yolunun hızlıca öldürmek olduğunu zor yoldan öğrendik. Open Subtitles تعلمنا بالطريقة القاسية أن الطريقة الوحيدة للتعامل معهم كانت قتلهم بسرعة
    O da, yaratıcılığı geliştirmenin tek yolunun çok erken yaşlardan itibaren çocuklara olaylara farklı açılardan bakmayı öğretmekten geçtiğidir. TED ألا وهو.. أن الطريقة الوحيدة لتعليم الإبداع هو تعليم الأطفال وجهات النظر في المرحلة المبكرة.
    Ve bana söylenene göre usturlabın etkisini kaldırmanın tek yolu onu tekrar kullanmammış. Open Subtitles وقيل لي أن الطريقة الوحيدة لعكس تأثيرالإسطرلاب هي بالنسبة لي استخدامه مرة أخرى
    Sanırım bunu anlayabilmemizin tek yolu gerçekten geri çekilip herşeye uzun bir zaman ölçeğinden bakmaktır. TED لأنني أعتقد أن الطريقة الوحيدة لفهم هذا هي بالتراجع نحو الوراء وأخذ نظرة بنطاق زمني كبير على الأمور.
    İşte o an kesinlikle karar verdim: Verilerde kesinliği sağlamanın tek yolu mümkün olan en çok sayıda insana ulaşılabilmesiydi. TED لذا شعرت أن الطريقة الوحيدة لجعل الأرقام أكثر دقة هو وجود عدد كبير بقدر الإمكان من الناس الذين نستطيع طرح أسئلة عليهم.
    Ama adalet sistemini değiştirmenin ya da başkalarının adaleti bulmasına yardımcı olmanın tek yolunun mağduru oynamamak olduğunu biliyordu. TED لكنه كان يعلم أن الطريقة الوحيدة لتغيير النظام القضائي أو مساعدة الآخرين للحصول على العدالة هي ألا يلعب دور الضحية.
    Onu durdurmamızın tek yolunun nükleer füze olduğunu biliyorlar. Open Subtitles عرفو أن الطريقة الوحيدة لدينا ضربة بالقنبلة النووية
    Boşandığımızdan beri, dikkatimi çekmenin tek yolunun sorun çıkarmak olduğunu sanıyor. Open Subtitles أعني منذ طلاقنا يظن أن الطريقة الوحيدة لجذب إنتباهي هي بإثارة الجلبة
    İnsanlara, insanlara Noel'i geçirmenin tek yolunun sizin taze, hafif biranızı içmek olduğunu söylemeyi öneriyorum. Open Subtitles أنا أقترح أن الطريقة الوحيدة لقضاء العطلات هى لشراء شرابك الخالى من الدهون و كحولى فى زجاجة
    Hayatta kalmamın tek yolunun... kendimi ölmüş göstermem olduğu söylendi. Open Subtitles وقيل لي أن الطريقة الوحيدة للبقاء حياً أن اوهم الجميع أني قد مت
    Birlikte olmamızın tek yolunun evden kaçmak olduğunu anladık. Open Subtitles شعرنا أن الطريقة الوحيدة لنكون معا ً هي الهرب
    Bunu yapabilmenin tek yolunun mavi kriptonit olduğunu biliyorum. Open Subtitles أفهم أن الطريقة الوحيدة للقيام بذلك هو مع الكريبتونيت الزرقاء
    Onları bulmamızın tek yolunun onlara katılmak gerektiğini söyledi. Open Subtitles تقول أن الطريقة الوحيدة لإيجاده هي الانضمام إليه , لا أعرف
    Bir grup suçlunun arasına sızmanın en ironik yanı kabul görmenin tek yolunun... Open Subtitles الأمر المثير للسخرية بشان تسلل مجموعة من المجرمين أن الطريقة الوحيدة التي تكون بها مقبولا
    Bunun tek yolu çalıştığın dergiye abone olmak. Open Subtitles أنه لشىء محزن , إكتشاف أن الطريقة الوحيدة لأكون جزءً منة
    Bunun tek yolu çalıştığın dergiye abone olmak. Open Subtitles أنه لشىء محزن , إكتشاف أن الطريقة الوحيدة لأكون جزءً منة
    Bence birbirimize yardım etmemizin tek yolu birlikte kalmamızdır. Open Subtitles أنا أعتقد أن الطريقة الوحيدة التي يمكننا بها مساعدة بعضنا هي ببقائنا مع بعضنا البعض
    Onu kaldırmanın tek yolu kapıya çarpmakmış diye duydum. Open Subtitles سمعت أن الطريقة الوحيدة عندك لتجعله ينتصب هو أن تضربه بالباب
    Bunu çözmenin tek yolu oylama yapmak. Open Subtitles يبدو لي أن الطريقة الوحيدة للخروج من هذا عبر التصويت
    Bizim için tek yol bu çıkmak düşünüyorum ona ilk yardım nasıl anlamaya etmektir. Open Subtitles أعتقد أن الطريقة الوحيدة لنخرج من هنا هي أن نجد طريقة لمساعدته أولاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus