Artık Konsey araştırma emri verdiğine göre Usta Obi-Wan'ın bu ödül avcısını bulması uzun sürmez. | Open Subtitles | بما أن المجلس أمر الآن بإجراء تحقيق فلن يستغرق المعلم أوبي وان طويلاً لإيجاد صائد الجوائز هذا |
Peder'in öldüğü ve Konsey'in lidersiz kaldığı duyulunca Prozium klinik ve fabrikalarına yerleştirilen tüm bombalar patlayacak. | Open Subtitles | فى حال أن يأتى خبر أن الأب قد مات. و أن المجلس بلا قائد. القنابل التى زرعت بالفعل سيتم تفجيرها. |
Konsey'in bundan hoşlanmayacağını biliyorsun. Ne yaptığını biliyor musun? | Open Subtitles | تعرف أن المجلس لن يعجبه هذا، أتدرك معنى ما تفعله؟ |
Benim için iyi bir iş, tabii kurulu bana ilk bilgilendirdi. | Open Subtitles | حسنا، كنت تعمل بالنسبة لي، بالطبع أن المجلس تقريرا لي أولا. |
Konseyin sadece senin çıkarlarını gözettiğini biliyorsun. | Open Subtitles | نحن نعلم أن المجلس يضع مصلحتك في الاعتبار |
Ama Şehir Meclisi ve başkan yardımcısı seçimi düşünüyor olmasaydı teklifi hasıraltı ederlerdi. | Open Subtitles | لكن لولا أن المجلس والنائب ... كانوا بصدد إنتخابات لرفضوا الطلب |
- Konuşmaktan başka çaresi kalmayacak. Yalan söyleyemesin diye diline büyü yaptım. Konsey'in kapalı bir oturum için yarın sabah onu çağıracağını öğrendim. | Open Subtitles | لقد سحرت لسانه كي لا يستطيع أن ينطق بكذبة.وعلمت أن المجلس سيستدعيه لجلسة مغلقة صباح غد |
Yalan söyleyemesin diye diline büyü yaptım. Konsey'in kapalı bir oturum için yarın sabah onu çağıracağını öğrendim. | Open Subtitles | لقد سحرت لسانه كي لا يستطيع أن ينطق بكذبة.وعلمت أن المجلس سيستدعيه لجلسة مغلقة صباح غد |
Konsey'in artık telefonlarıma çıkacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن المجلس يرد على مكالماتي بعد الآن |
Konsey'in akşam vaktine kadar yükselişimi tasdik edeceğine dair teminatlar aldım. | Open Subtitles | أؤكد لك أن المجلس سيوثّق ارتقائي للعرش بحلول الليل. |
Alaycı biri, büyükelçi başarısız olunca, Konsey sevindi düşünebilir. | Open Subtitles | أيّ شخص بوسعه أن يرى أن المجلس سعيد بفشل سفرائه |
Sen buradaysan, Konsey onun temyiz talebini reddetti demektir. | Open Subtitles | وجودك هنا يعني أن المجلس رفض طلبه بالطعن في الحكم |
Richard, Konsey'in Kraliçe ve Anthony Rivers'la birlikte komplo kurduğundan şüpheleniyor. | Open Subtitles | ريتشارد) يشك في أن المجلس) (كان يتآمر مع الملكة و(أنتوني ريفرز. |
Haftanın sonunda yönetim kurulu toplanıyor. | Open Subtitles | سمعت أن المجلس سيجتمع هذا الأسبوع |
Yönetim kurulu ondan kurtulmaz herhalde değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أن المجلس سيتخلص منه, صحيح؟ |
Konseyin karıma maaş bağlayıp bağlamayacağını, | Open Subtitles | لو أن المجلس يعطي زوجتي راتب التقاعد |
Konseyin bunu gerekli görmesi beni şaşırtıyor. | Open Subtitles | يدهشني أن المجلس يرى ذلك ضروريا |
Ama Şehir Meclisi ve başkan yardımcısı seçimi düşünüyor olmasaydı teklifi hasır altı ederlerdi. | Open Subtitles | لكن لولا أن المجلس والنائب ... كانوا بصدد إنتخابات لرفضوا الطلب |