O da asla seni ele vermez. Ama Ona yardım etmelisin. Bir Mullinski'ye ihtiyacı var. | Open Subtitles | و لكن عليك أن تساعده, فهو يحتاج لكبش فداء |
Ona yardım etmelisin. Neden bahsediyorsun sen? Aidan. | Open Subtitles | يجب عليك أن تساعده عما تتحدثين؟ |
-Babam. Gerçekten kötü durumda. Ona yardım etmelisin. | Open Subtitles | إنه فى حالة سيئة بالفعل يجب أن تساعده |
Yardıma ihtiyacı varsa ona yardım etmek senin sorumluluğun. | Open Subtitles | حسناً، إذا أراد المساعدة فهي وظيفتك أن تساعده |
O zaman, ona yardim etmelisin, Prot. | Open Subtitles | إذن يجب عليك أن تساعده بروت |
Çitler için ona yardım etmen gerekiyormuş, öyle diyor. | Open Subtitles | كان يقول أنه يجب أن تساعده في السياج |
Onlara doğru yolu bulmaları için yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | بل أن تساعده ليجد طريق عودته إلى طريق الصواب. |
Dinle, yanında değilse Ona yardım etmelisin. | Open Subtitles | اسمع، اذا لم يكن معك فعليك أن تساعده |
Eric'i bulması için Ona yardım etmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تساعده ليجد اريك |
Ona yardım etmelisin. | Open Subtitles | يتوجب عليك أن تساعده |
Ona yardım etmelisin Clark. | Open Subtitles | يجب أن تساعده كلارك |
Ona yardım etmelisin. Lex rehin olarak tutuluyor orada. | Open Subtitles | كلارك) (كلارك) يجب أن تساعده) ليكس محتجز كرهينة |
Ona yardım etmelisin. | Open Subtitles | .يجب عليك أن تساعده |
- Ona yardım etmelisin! | Open Subtitles | يجب أن تساعده - اهدئي - |
- Daniel'e yardım etmek istediğimi biliyordu. - O da ona yardım etmek istedi. | Open Subtitles | (لقد عرفت أنني أردت مساعدة (دانيال - أرادت أن تساعده أيضاً - |
Baba, ona yardım etmek zorundasın! | Open Subtitles | أبي، عليك أن تساعده |
Dediğine göre çitler için ona yardım etmen gerekiyormuş. | Open Subtitles | قال من المفترض أن تساعده في بناء السور. |
- Yürümesine yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن تساعده المشي. دعنا نذهب. |