Maureen'in kıyafetlerine sığacak bir kız bulmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تعثر على ممثلة تتناسب مع ملابس مورين |
Onu bulmalısın. Planlarım için tehdit oluşturuyor. | Open Subtitles | لا بد أن تعثر عليها إنها تشكل خطراً على مخططاتي |
O bir yerlerde acı çekiyor olabilir. Beni bulmaya çalışırken ölmüş olabilir. | Open Subtitles | يُمكن أنها بالخارج تُعاني يُمكن أنها ماتت وهي تحاول أن تعثر عليّ |
McGee, Metropolitan Polisi bulmadan önce Cameron Dean'i buraya getir. | Open Subtitles | ماكجى,احضر كاميرون دين الى هنا قبل أن تعثر عليه الشرطه |
Yardım etmek için benimle Christine'den başkasını bul kendine. | Open Subtitles | أتعلم,من الآفضل أن تعثر لنفسك علي بعض الشفقة بجانبي أنا وكرستين. |
- Eğer karanlıkta ölürlerse Kutsal Ruh'un onların ruhunu bulup cennete yollayamayacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدونأنمن يُقتلفيالظلام... لا تستطيع الروح العظيمة ... أن تعثر على أرواحهم لتنقلها للفردوس |
Her sanat evinde bunlardan bulabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تعثر على تلك الرسومات في أيّ دورة مياة عامة |
- Hissediyorum. Birini bulmalısın. | Open Subtitles | أنا أحس بذلك فحسب يجب أن تعثر على شخص ما |
Yardım etmelisin. O kitabı bulmalısın. | Open Subtitles | أحتاج لمساعدتك يجب أن تعثر على ذلك الكتاب |
Kurtulmak istiyorsan, başka bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | لكن اذا أردت النجاة، فيجب أن تعثر على طريق آخر. |
Dyson, onlardan kalanları bulmalısın. Acele et lütfen. | Open Subtitles | دايسون يجب أن تعثر على رفاتهما ، أسرع رجاءً |
Şimdi sen "analizlerini" onlara uygulayacak ve hatalarını bulmaya çalışacaksın. | Open Subtitles | الآن يجب أن تطبق تحليلك عليهم وهل سوف تستطيع أن تعثر على اخطائهم |
- Şimdilik onu düşünme. İpucu olabilecek bir şey bulmaya bak. | Open Subtitles | لا تقلق بشأن هذا الآن و حاول أن تعثر على أي شئ |
Anlıyorum. Tabutun nerede yapıldığına dair bir şeyler bulmaya çalış. | Open Subtitles | حاول أن تعثر على أي دليل عن مكان صنع هذا التابوت |
Pekâlâ, öncelikle, o bizi bulmadan, biz onun nerede olduğunu bulmalıyız. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن نعثر على مكان، تواثا قبل أن تعثر على مكاننا |
Bence O bir şikayetçi bulmadan iftira davasında anlaşma yapmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أنه علينا تسوية دعوى التشهير قبل أن تعثر على شاهد |
Alice götürecek başka bir yer bul. Onu bir daha buraya getiremezsin. | Open Subtitles | يجب أن تعثر عن مكان آخر تأخذها إليه لن أسمح بوجودها مرةً أخرى |
Güvenli bir yer bulup, her şey bitene kadar orada kalmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعثر على مكان امن واريدك أن تبقى هناك |
Bunu neden yaptıklarını bilmiyorum ama vergi dairesinde cevap bulabilirsin umarım. | Open Subtitles | ليس لدي أدنى فكرة عما يعنيه ذلك و لكن على أمل أن تعثر على بعض الإجابات في مكتب الضرائب هذا |
O zaman bir bakıcı bulsan iyi edersin. | Open Subtitles | حسنا، إذا من الأفضل أن تعثر على مجالسة أطفال. |
Senden mümkün olan bir sürü alternatif teori bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعثر على نظريات بديلة .بقدر ما تستطيع |