Son bir kaç ayın benim için nasıl olduğunu düşün biraz da. | Open Subtitles | أيمكنك أن تفكر لدقيقة كيف كان الوضع لي طوال تلك الأشهر الماضية؟ |
Bunu kafana silah dayanmış hâldeyken en olumlu, güçlendirici yol olarak düşün. | Open Subtitles | حاول أن تفكر بهذا بطريقة إيجابية ومشجعة. مثل بندقية موجهة إلى رأسكَ. |
Bence sen gittikten sonra ne olacağını düşünmelisin. Hepinizin iyiliği için. | Open Subtitles | يجب عليك أن تفكر عمّا سيحدث بعد رحيلك لمصلحتكم جميعاً .. |
Kızımla ilişki yaşamak konusunda ciddi niyetlerin varsa kendi iyiliğin için de söylüyorum esrar satmak dışında bir iş yapmayı düşünmelisin. | Open Subtitles | إن كنت جادًا بخصوص تكوين علاقة مع ابنتي ،من أجل مصلحتك عليك أن تفكر في شيء آخر إلى جانب بيع المخدرات |
DW: Bu ilginç, yani dünyayı siyah beyaz olarak düşünmek. | TED | ديبورا: هذا مثير للاهتمام، فقط أن تفكر بالعالم بالأبيض والأسود. |
Çocuklarını öldürüp onu dışarıda kazığa takmadan önce düşünmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن تفكر فى ذلك قبل أن نقتل طفلهم ونعلقه بالخارج على حربة |
Hayatta tek başına kalan zavallı küçük Lolita'yı düşün. | Open Subtitles | حاول أن تفكر في لوليتا المسكينة .الوحيدة في هذا العالم |
Düşüneceksen, Tanrı aşkına doğru dürüst düşün. | Open Subtitles | إذا كان عليك أن تفكر لأجل الله , فكر بوضوح |
Resmi emirler gelmeden önce lütfen iyice düşün. | Open Subtitles | أرجو أن تفكر به قبل أن تأتينا الأوامر الرسمية |
Tek atışı düşünmelisin. Her şey tek atışla ilgili. | Open Subtitles | يجب أن تفكر في الطلقة الواحدة طلقة واحدة هي كل ما يتطلبه الأمر |
Aynı zamanda neyin gereksiz, neyin eksik... olduğu hakkında düşünmelisin. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت يجب أن تفكر حول الشئ الغير ضروري وحول الشئ الذي لا زال مفقودا |
Belki önce sen onu bulmayı düşünmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب أن تفكر في الحصول عليه قبل أن يفعلوا. |
Milyonlarca kişi her gün jambon yiyor. Bundan çıkarak solucan düşünmek baya zor. | Open Subtitles | ملايين الناس تأكل لحم الخنزير يومياً إنه استنتاج ضخم أن تفكر بالدودة الشريطية |
Her gün milyonlarca insan domuz eti yiyor. Tenya olduğunu düşünmek mantıklı değil. | Open Subtitles | ملايين الناس تأكل لحم الخنزير يومياً إنه استنتاج ضخم أن تفكر بالدودة الشريطية |
Bunu üvey kızımı hamile bırakmadan önce düşünmeliydin. | Open Subtitles | نعم، كان يجب أن تفكر بذلك قبل أن تجعل ابنة زوجتي تحمل |
Kafandakileri dışarıda düşünürsün bir şeyler yemeliyim, anlıyor musun? | Open Subtitles | يمكن أن تفكر بالأشياء على الرصيف علي أن أحصل على بعض الفتيات, أتعرف? |
Kanka, onun hakkında bu şekilde düşünemezsin. Herneyse! | Open Subtitles | أنت لا يمكن ألاّ تستطيع أن تفكر نحوها بتلك الطريقة |
Bunu sabah ava çıkmadan önce düşünecektin. | Open Subtitles | كان لا بد أن تفكر بذلك قبل الخروج للصيد هذا الصباح |
Sana ciddi bir soru soracağım ve cevap vermeden önce düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | سأطرح عليك سؤال جدياً وأريدك أن تفكر به قبل أن تعطيني الجواب |
İstediğin kadar hamle düşünebilirsin ama nihayetinde yaptığım hamleler senin bana yapmamı söylediklerin. | Open Subtitles | يمكنك أن تفكر في كل الحركات و لكن في النهاية الحركات التي ألعبها |
Ama ben bir insanım ve yalnızca insan gibi düşünüp hareket edebilirim. | Open Subtitles | لكنني بشر و أنا الوحيدة التي يمكنها أن تفكر و تتصرف كبشر |
Biliyorsunuz, kimse size gerçek motivasyonun size kendiniz için verdiğiniz düşünme ve harekete geçme izni ile geldiğini söylemez. | TED | كما ترون لم يخبركم أحد أبدًا أن التمكين الحق يحدث حين تسمح لنفسك أن تفكر وتعمل. |
sunum yapmanız lazım. O yüzden sunumu bir zaman çizgisi olarak düşünün. Başlıyor, kapıdan giriyorsunuz. | TED | بدون أن الإفصاح عنه. لذا عليك أن تفكر في عرضك كخط زمني. العرض يبدأ , و أنت تدخل عبر الباب. |
Bir kez bile oğluma zarar verecek bir şey yapacağımı düşünüyor olamazsınız! | Open Subtitles | لا يمكنك أن تفكر باحتمالية أني قد فعلت أي شيء يؤذي ابني |
Devam etmeden önce, sizi bu sorunun olası yanıtı üzerinde düşünmeye çağırıyorum. | TED | قبل أن نسير قدماً أحثك على أن تفكر حقاً بأجوبة هذه الاسئلة |
Şunu düşünmeniz lazım her biri 100 milyar yıldız içeren yüz milyar galaksimiz var. | TED | ما يجب أن تفكر فيه هو أننا نملك كوناً بمائة بليون مجرة، بمائة بليون نجمة لكل مجرة. |