"أن تفكر" - Traduction Arabe en Turc

    • düşün
        
    • düşünmelisin
        
    • düşünmek
        
    • düşünmeliydin
        
    • düşünürsün
        
    • düşünemezsin
        
    • düşünecektin
        
    • düşünmeni istiyorum
        
    • düşünebilirsin
        
    • düşünüp
        
    • düşünme
        
    • düşünün
        
    • düşünüyor
        
    • düşünmeye
        
    • düşünmeniz
        
    Son bir kaç ayın benim için nasıl olduğunu düşün biraz da. Open Subtitles أيمكنك أن تفكر لدقيقة كيف كان الوضع لي طوال تلك الأشهر الماضية؟
    Bunu kafana silah dayanmış hâldeyken en olumlu, güçlendirici yol olarak düşün. Open Subtitles حاول أن تفكر بهذا بطريقة إيجابية ومشجعة. مثل بندقية موجهة إلى رأسكَ.
    Bence sen gittikten sonra ne olacağını düşünmelisin. Hepinizin iyiliği için. Open Subtitles يجب عليك أن تفكر عمّا سيحدث بعد رحيلك لمصلحتكم جميعاً ..
    Kızımla ilişki yaşamak konusunda ciddi niyetlerin varsa kendi iyiliğin için de söylüyorum esrar satmak dışında bir iş yapmayı düşünmelisin. Open Subtitles إن كنت جادًا بخصوص تكوين علاقة مع ابنتي ،من أجل مصلحتك عليك أن تفكر في شيء آخر إلى جانب بيع المخدرات
    DW: Bu ilginç, yani dünyayı siyah beyaz olarak düşünmek. TED ديبورا: هذا مثير للاهتمام، فقط أن تفكر بالعالم بالأبيض والأسود.
    Çocuklarını öldürüp onu dışarıda kazığa takmadan önce düşünmeliydin. Open Subtitles كان يجب أن تفكر فى ذلك قبل أن نقتل طفلهم ونعلقه بالخارج على حربة
    Hayatta tek başına kalan zavallı küçük Lolita'yı düşün. Open Subtitles حاول أن تفكر في لوليتا المسكينة .الوحيدة في هذا العالم
    Düşüneceksen, Tanrı aşkına doğru dürüst düşün. Open Subtitles إذا كان عليك أن تفكر لأجل الله , فكر بوضوح
    Resmi emirler gelmeden önce lütfen iyice düşün. Open Subtitles أرجو أن تفكر به قبل أن تأتينا الأوامر الرسمية
    Tek atışı düşünmelisin. Her şey tek atışla ilgili. Open Subtitles يجب أن تفكر في الطلقة الواحدة طلقة واحدة هي كل ما يتطلبه الأمر
    Aynı zamanda neyin gereksiz, neyin eksik... olduğu hakkında düşünmelisin. Open Subtitles وفي نفس الوقت يجب أن تفكر حول الشئ الغير ضروري وحول الشئ الذي لا زال مفقودا
    Belki önce sen onu bulmayı düşünmelisin. Open Subtitles ربما يجب أن تفكر في الحصول عليه قبل أن يفعلوا.
    Milyonlarca kişi her gün jambon yiyor. Bundan çıkarak solucan düşünmek baya zor. Open Subtitles ملايين الناس تأكل لحم الخنزير يومياً إنه استنتاج ضخم أن تفكر بالدودة الشريطية
    Her gün milyonlarca insan domuz eti yiyor. Tenya olduğunu düşünmek mantıklı değil. Open Subtitles ملايين الناس تأكل لحم الخنزير يومياً إنه استنتاج ضخم أن تفكر بالدودة الشريطية
    Bunu üvey kızımı hamile bırakmadan önce düşünmeliydin. Open Subtitles نعم، كان يجب أن تفكر بذلك قبل أن تجعل ابنة زوجتي تحمل
    Kafandakileri dışarıda düşünürsün bir şeyler yemeliyim, anlıyor musun? Open Subtitles يمكن أن تفكر بالأشياء على الرصيف علي أن أحصل على بعض الفتيات, أتعرف?
    Kanka, onun hakkında bu şekilde düşünemezsin. Herneyse! Open Subtitles أنت لا يمكن ألاّ تستطيع أن تفكر نحوها بتلك الطريقة
    Bunu sabah ava çıkmadan önce düşünecektin. Open Subtitles كان لا بد أن تفكر بذلك قبل الخروج للصيد هذا الصباح
    Sana ciddi bir soru soracağım ve cevap vermeden önce düşünmeni istiyorum. Open Subtitles سأطرح عليك سؤال جدياً وأريدك أن تفكر به قبل أن تعطيني الجواب
    İstediğin kadar hamle düşünebilirsin ama nihayetinde yaptığım hamleler senin bana yapmamı söylediklerin. Open Subtitles يمكنك أن تفكر في كل الحركات و لكن في النهاية الحركات التي ألعبها
    Ama ben bir insanım ve yalnızca insan gibi düşünüp hareket edebilirim. Open Subtitles لكنني بشر و أنا الوحيدة التي يمكنها أن تفكر و تتصرف كبشر
    Biliyorsunuz, kimse size gerçek motivasyonun size kendiniz için verdiğiniz düşünme ve harekete geçme izni ile geldiğini söylemez. TED كما ترون لم يخبركم أحد أبدًا أن التمكين الحق يحدث حين تسمح لنفسك أن تفكر وتعمل.
    sunum yapmanız lazım. O yüzden sunumu bir zaman çizgisi olarak düşünün. Başlıyor, kapıdan giriyorsunuz. TED بدون أن الإفصاح عنه. لذا عليك أن تفكر في عرضك كخط زمني. العرض يبدأ , و أنت تدخل عبر الباب.
    Bir kez bile oğluma zarar verecek bir şey yapacağımı düşünüyor olamazsınız! Open Subtitles لا يمكنك أن تفكر باحتمالية أني قد فعلت أي شيء يؤذي ابني
    Devam etmeden önce, sizi bu sorunun olası yanıtı üzerinde düşünmeye çağırıyorum. TED قبل أن نسير قدماً أحثك على أن تفكر حقاً بأجوبة هذه الاسئلة
    Şunu düşünmeniz lazım her biri 100 milyar yıldız içeren yüz milyar galaksimiz var. TED ما يجب أن تفكر فيه هو أننا نملك كوناً بمائة بليون مجرة، بمائة بليون نجمة لكل مجرة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus