Sırf ben burdayım diye parmak ucunda yürümek zorunda olmadığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أنه ليس عليك أن تمشي على رؤوس أصابعك من أجلي، صحيح؟ |
Böyle yürümek zor biliyorum, bende senin gibi yapacağım. | Open Subtitles | أعرف بان الأمر قاسي أن تمشي كهذا انا سأفعل نفس الشيء |
Şimdi de gece vakti sokağın aşağısına yürümeye mi korktun? | Open Subtitles | والآن أنت خائف جداً من أن تمشي بالأسفل في الشارع مسائاً؟ |
Şimdi havuzun yüzeyinde yürümeye çalışmanı istiyorum. | Open Subtitles | حسناً, الآن أريد أن تحاول أن تمشي على طول البركة |
yürürken müzikle dans eder gibi yürümelisin... ve askeri yürüyüşten söz etmiyorum.! | Open Subtitles | عندما تمشي، عليك أن تمشي كأنك ترقص ولم أقصد المشية العسكرية |
Sen sokakta yürürken, gören herkes seni tanıyacak. | Open Subtitles | سيكون بمقدورك أن تمشي في الشارع و الناس سيعرفون اسمك |
Şimdi de ördek gibi yürümeni istiyorum. Öyle Yürüyebilir misin? | Open Subtitles | حسناً، والآن أريدك أن تمشي مثل البطة أيمكنُك؟ |
Bizim yürüdüğümüz gibi o da Yürüyebilir. | Open Subtitles | تستطيع أن تمشي على الغطاء الجليدي مثلنا |
Bazen yürümeyi öğrenmeden önce koşman gerekir. | Open Subtitles | أحياناً يجب أن تجري قبل أن تمشي |
Adanın ucundaki Santa Maria köyünü ve boyalı mezar taşlarıyla dolu mezarlığını geçtikten sonra dosdoğru yürümek, çöle ulaşmak için yeterli. | Open Subtitles | في نهاية الجزيرة خلف قرية "سانتا ماريا" ومقبرتها ذات القبور الملونة كل ما عليك هو أن تمشي قليلا للأمام لتجد الصحراء |
Lanet olsun, şimdi yapın! Bu gece 6 mil yürümek mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | اللعنه , إفعلها الآن هل تريد أن تمشي لستتة أميال الليله؟ |
Koridorda biraz daha hızlı yürümeye ne dersin? | Open Subtitles | وما رأيك في أن تمشي أسرع قليلاً عبر الممر؟ |
Kanserli vücuduna bowling topu bağlıyken yürümeye çalış bakalım. | Open Subtitles | مهلا، أنت تحاول أن تمشي مع إمرأة حبلى بجسم مليء بالسرطان |
Ya da sokakta yürürken insanların size çarpmasını? | Open Subtitles | أو أن تمشي في الشارع ويتعثر الناس بكِ؟ |
Demişti ya, insanın işi, kafasına taktığı bir şapka gibidir ve pantolonu olmasa bile, sokakta yürürken götünden utanması gerekmez çünkü onun bir şapkası vardır. | Open Subtitles | أتعلم، أن العمل مثل القبعة التي تضعها على رأسك وحتـّى إن لم تكن ترتدي بنطالاً، فليس عليك أن تمشي في الشارع خجولاً من مؤخرتك لأنك تمتلك قبعة... |
Yürüyebilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تمشي ؟ |
Kendi başına Yürüyebilir. | Open Subtitles | يمكنها أن تمشي لوحدها |
Caddenin bu tarafından yürümelisin. | Open Subtitles | أتعرفين، عليكِ أن تمشي على هذا الجانب من الشارع |
Daha yürümeyi öğrenmeden yokuş aşağı ata bindirirmiş. | Open Subtitles | لقد جعلها تركب على المنحدر قبل أن تمشي |