Öyleyse ölmeden hemen önce nasıl bir hap daha içebildi? | Open Subtitles | إذاً كيف حصلت على واحدة أخرى قبل أن تموت ؟ |
Bazılarınızın bildiği gibi, annemi ölmeden seneler önce Alzheimer yüzünden kaybetmiştim bile. | Open Subtitles | كما يعرف أغلبكم أننى فقدت أمى لأجل الزهايمر لسنوات قبل أن تموت |
Ama ölmek istemiyorsan, sen de bunu başkasına yapardın öyle değil mi ? | Open Subtitles | و لكن إذا لم تريد أن تموت عليك فعلها ، أليس كذلك ؟ |
Hayatımın geri kalanını bir hücrede geçirmektense çabucak ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | من الأفضل أن تموت بسرعة بدلاً من أن تقضي بقية حياتك في السجن الشيطان الذي أتبرأ منه هو أنت برناردو جوي |
- Pislik yiyebilir ve ölebilirsin. - Sizler cinayetten tutuklusunuz! | Open Subtitles | ـ تستطيع أن تموت ـ أنت رهن الاعتقال بتهمه القتل |
Bu bana şunu gösterdi, ölmeden de hayatını ülken için harcayabilirsin. | Open Subtitles | جعلني أرى أنه يمكنك أن تمنح حياتك لبلدك دون أن تموت |
Yani ölmeden önce bir süre için... biraz önce söylediğim belirtileri göstermiştir. | Open Subtitles | مما يعني أنها قبل أن تموت عانت من الأثار التي ذكرتها للتو |
Babam her gün, iki buçuk sene boyunca ölmeden önce annemle ilgilendi. | Open Subtitles | لقد اعتنى بأمّي يوماً بعد يوم طوال عامين ونصف قبل أن تموت |
Rahat etmeye bakın çünkü ölmeden önce göreceğiniz son şey bu olacak. | Open Subtitles | صحيح، حسناً علل نفسك بها لأنها آخرُ شيءٍ ستراه قبل أن تموت |
ölmeden önce hatırladığın son şeyin bu yüz olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد هذا الوجه ليكون آخر شيء تتذكر قبل أن تموت. |
ölmeden önce hatırladığın son şeyin bu yüz olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد هذا الوجه ليكون آخر شيء تتذكر قبل أن تموت. |
Düşmanının eliyle ölmek varken, öz çocuklarının eliyle ölmek üzücü, değil mi? | Open Subtitles | أليس من المحزن أن تموت ليس بيد عدوّك, لكنّ بيد طفلك ؟ |
Artık sorunun ne olduğunu biliyorsun, ölmek zorunda olduğunu biliyorsun! | Open Subtitles | تعلم ما هو السؤال الآن تعلم أنه يجب أن تموت |
Annem plancıydı, nasıl yaşamak istediği ve nasıl ölmek istediğine dair çok düşündü. | TED | كانت مخططة ، وقد فكرت كثيرًا كيف تريد أن تحيا، وكيف تريد أن تموت. |
Öyle yaşamamış olsan da, erkek gibi ölmeyi dene. | Open Subtitles | حاول أن تموت كرجل، حتّى لو لم تستطيع العيش كرجل |
Evet, ölebilirsin fakat hepimizin öleceği de kuvvetle muhtemel değil mi? | Open Subtitles | أجل، من الممكن أن تموت لكنه من المرجح أن يموت جميعنا |
ölmek istemiyorsun. Onun ölmesini istemiyorsun. Kafam acayip karıştı. | Open Subtitles | وأنت لا تريدها أن تموت ، ولكنك تريد قتلها ، كم هذا محيراً |
- Evet, teknik olarak, ölemez. - Noktası değildir. | Open Subtitles | حسناً ، من الناحية التقنية ، أنت لا يمكنك أن تموت هذا ليس المقصود |
Zaten şimdiye kadar çoktan ölmüştür. Sen de öleceksin. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أفكر سوى أنها ماتت الآن لذا يجب أن تموت أنت معها |
- Bu seviyede... hastalanamazsın, oyun oynayamazsın, ...arabanı çarpamazsın, hatta ölemezsin bile. | Open Subtitles | مادمت تلعب في هذا المستوى فلو صدمتك سياره لا يجب أن تموت |
Gerçek, ulaşamadığın hayaller... ve gazetelerde adının sadece ölüm ilanlarında geçmesidir. | Open Subtitles | الحقيقة حلم لا يتحقق و لن يكتب أحد اسمك على الورق الى أن تموت |
Ablam yıllar önce bir kazada ölmeliydi ancak Takdir-i ilahi, o iki dünya arasında sıkıştı. | Open Subtitles | أختي كان مقدر لها أن تموت منذ سنوات عديدة في حادث ولكن بفضل عدالة السماء علقت بين عالمين |
İşte bu yüzden bir hayvan gibi ölmelisin, seni orospu çocuğu ! | Open Subtitles | و على هذا فأنت يجب أن تموت كحيوان أيها الحقير |
Hey Eggsy! Kingsman cidden ölmeye deger mi? | Open Subtitles | إذًا، يا (إيجزي) أيستحقون أن تموت من أجلهم؟ |
Annem ölene kadar buraya yasal olarak girmeye hakkınız yok. | Open Subtitles | لا يوجد لديك الحق القانوني هنا قبل أن تموت والدتي |
Pekala, eğer uyuyakalırsa ve... sen onu uyandıramazsan, onun için ölecek misin? | Open Subtitles | هل تستحق هي أن تموت لأجلها؟ لو نمت فلن تستيقظ أبداً |
-Baız şirketler ölmeli ki diğerler büyüsün. -Bu doğadır. | Open Subtitles | يجب أن تموت الشركات الضعيفة و أن تبدأ الشركات القوية إنها الطبيعة |