Seninle tanıştığımdan beri. Zoe, kabul et bu oldukça güzel bir şeydi. | Open Subtitles | منذ أن قابلتك زوى عليك أن تعترفى أن هذا كان لطيفاً جداً |
Seninle tanıştığımdan beri kendim gibi davranmıyordum. | Open Subtitles | . أنا ما كنت أتصرف مثل عادتي منذ أن قابلتك |
Neden bilmem, ama Seninle tanıştığımdan beri, zamanımın çoğunu belirli derinliklerin üzerinde parmak uçlarımla tutunarak geçirdim. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا ولكن منذ أن قابلتك وأنا أقضي معظم وقتي معلق بأطراف أصابعي فوق بعض الأعماق |
Seninle tanışana kadar bu şekilde düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أفكر بهذه الطريقة حيال الموضوع إلى أن قابلتك |
Gördüğüm en kıvrak zekaya sahipti Seninle tanışana dek. | Open Subtitles | كان يملك أكبر مخيلة مرنة رأيتها على الإطلاق إلى أن قابلتك. |
Seninle tanıştığımızdan beri, benimle aynı odada olmaktan özellikle kaçındın. | Open Subtitles | كنت تتجنبين التواجد ...بمفردك معي بشكل أساسيّ منذ أن قابلتك |
Ama seninle tanıştıktan sonra sevdiğin birini korumanın nasıl olduğunu anlayabildim. | Open Subtitles | فيما عدا ذلك ، بعد أن قابلتك أخيرا بدأت أتذكر معنى أن تحب شخصا ما |
Seninle tanıştığım andan beri büyük macera oldu. Evet. | Open Subtitles | مُنذ أن قابلتك وأنا أعيش مُغامرة |
Çünkü Seninle tanıştığımdan beri bana yapmayı asla aklıma getirmediğim şeylerin nasıl yapılacağını gösterdin. | Open Subtitles | لأنه منذ أن قابلتك اريتني كيفية القيام بأمور لم اكن احلم بفعلها |
Seninle tanıştığımdan beri bu defteri inceliyorsun. | Open Subtitles | أنت تنظر إلى ذلك الكتاب منذ أن قابلتك أول مرة. |
Normalde etkilenirdim ama Seninle tanıştığımdan beri çıtayı oldukça yukarı taşıdın. | Open Subtitles | ،عادة كنت لأنبهر ،و لكن مذ أن قابلتك حسنا ، لقد بالغت في وضع المعايير |
Mathilda, Seninle tanıştığımdan beri her şey farklılaştı. | Open Subtitles | ماتيلدا منذ أن قابلتك اختلف كل شيء |
Bak, Seninle tanıştığımdan beri her gün çalışıyorsun. | Open Subtitles | أستمعي. أنت تعملين كل يوم منذ أن قابلتك |
Seninle tanıştığımdan beri herşey gece ve gündüz gibi. | Open Subtitles | منذ أن قابلتك أنه كالليل و النهار |
Gördüğüm en kıvrak zekaya sahipti Seninle tanışana dek. | Open Subtitles | كان يملك أكبر مخيلة مرنة رأيتها على الإطلاق إلى أن قابلتك. |
Seninle tanışana kadar onun yüzünü görmek istemiyordum bir daha. | Open Subtitles | . لم أرد أن أقابلها ثانية إلي أن قابلتك |
Seninle tanışana dek, bu sözün derinliğini anlamamıştım Rob, çünkü sen benim için mükemmel erkeksin. | Open Subtitles | لم أفهم عمق تلك الجملة إلى أن قابلتك يا "روب"، لأنك الرجل المثالي لي. |
Ve Seninle tanışana kadar ayakta uyuduğumu fark ettim. | Open Subtitles | إلى أن قابلتك ..أعتقد أن |
Seninle tanıştığımızdan beri ısınıyor. | Open Subtitles | مخبوزة منذ أن قابلتك |
Kraut'la ilişkim vardı ama seninle tanıştıktan sonra onu bir daha hiç görmedim. | Open Subtitles | كراج كانت حبيبتي لكن بعد أن قابلتك لم أرها ثانيةً |
- Seninle tanıştığım andan itibaren. | Open Subtitles | منذ أن قابلتك للمرة الأولى |