"أن نتركه" - Traduction Arabe en Turc

    • tutamayız
        
    • izin vermeliyiz
        
    • burada bırakamayız
        
    • izin vermek
        
    • izin veremeyiz
        
    • gitmesine izin verip
        
    - Onları sonsuza dek burada tutamayız. Open Subtitles لا يمكننا أن نتركه هنا للأبد، للعلو وحسب
    Onu burada daha fazla tutamayız. Open Subtitles أُزيد تبريد مكيّف الهواء لا يمكننا أن نتركه بالداخل لوقت أطول
    Biraz daha beklemen gerekecek. Gitmesine izin vermeliyiz. Open Subtitles عليك الانتظار لفترة أطول، علينا أن نتركه وشأنه.
    Öldürmesi için ona izin vermeliyiz. Open Subtitles يجب أن نقتله ، يجب أن نتركه يقتله
    Ben burada kalmak istiyorum. Onu bu şekilde burada bırakamayız. Open Subtitles أريد أن أبقى هنا , لا يمكننا أن نتركه هكذا
    Onu burada bırakamayız. - Yatağın üstüne koymalıyız. Open Subtitles لا يمكننا أن نتركه هنا يجب أن نرفعه على الفراش
    Kendi kendine çözmesine izin vermek gerek. Brad! Open Subtitles تجمّل تفكيرها علينا أن نتركه يهدأ بنفسه.
    Bu cihazı uzaylılara vermesine izin veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نتركه يسلم الجهاز للفضائيين
    - Onları sonsuza dek burada tutamayız. Open Subtitles لا يمكننا أن نتركه هنا للأبد، للعلو وحسب
    Onu yalnız başına daha fazla tutamayız. Open Subtitles لا نستطيع أن نتركه وحيداً بعد الآن
    Onu sırt çevremizde tutamayız. Open Subtitles لا يمكننا أن نتركه خلفنا.
    Sanırım..gitmesine izin vermeliyiz. Open Subtitles يبدو مثل أنّنا فعلاً يجب أن نتركه يذهب.
    Gitmesine izin vermeliyiz. Open Subtitles يجب أن نتركه يذهب
    Onu burada bırakamayız. Şu kargaları gördün mü? Open Subtitles لا نستطيع أن نتركه هنا هكذا هل رأيت كل تلك الغربان ؟
    Amacının ne olduğunu anlamadan onu burada bırakamayız. Open Subtitles لا يمكننا أن نتركه هنا فحسب لحين ان نعرف ما أمره
    Onu burada bırakamayız. Open Subtitles لا يمكننا أن نتركه هنا بكل بساطة
    Onu durdurmaya çalıştık ama hasta ısrar ediyorsa ve böyle bir yetkisi varsa, izin vermek durumundayız. Open Subtitles لقد حاولنا منعه من الخروج ،لكن إذا أصر المريض ،وإذا كان في حدود قواه .يجب أن نتركه يذهب
    - Buna izin vermek çok üzücü. - Bu bir trajedi. Open Subtitles ــ شيء مؤسف أن نتركه يضيع ــ إنها مأساة
    Harekete geçmeliyiz. Daha fazla uzaklaşmasına izin veremeyiz. Open Subtitles يجب أن نتحرك لا يمكننا أن نتركه يسبقنا بمسافة
    O şeyin planlarımızı bozmasına izin veremeyiz. Open Subtitles تقدّمنا كثيراً فلا يجب أن نتركه يتدخل في خططنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus