İçimizden biri dedi ki, "Demokratik görünmeli ama her şey bizim kontrolümüzde olmalı." | Open Subtitles | حتى أن أحدنا قال: على الأمر أن يبدو ديموقراطيًا ولكن علينا أن نمسك بجميع الخيوط بأيدينا |
Öncelikli hedeflerimizden biriymiş gibi görünmeli. | Open Subtitles | لابد أن يبدو الأمر كما لو كان هذا أحد أهدافنا الرئيسية |
Bu bir kaza değildi, ama o şekilde görünmesini istediler. | Open Subtitles | لم يكن حادثاً كان من المفترض أن يبدو كأنّه كذلك |
Hem bilse bile, ondan bu suça ortak olmasını isteyemem. | Open Subtitles | حتى ان لم يقم بهذا , لا أريده أن يبدو متورطا في هذا |
Babam arkasına bakar falan diye gerçekçi görünsün dedim. | Open Subtitles | أردت أن يبدو الأمر واقعياً فى حالة ألتف والدى لرؤيتنا |
Dışarıdan biraz korkunç göründüğünü biliyorum ama alışırsınız. | Open Subtitles | أعلم أنه يمكن أن يبدو هذا مخيفاً من الخارج ، ولكنكِ ستعتادين على هذا |
Tabii ki kendi çocuğum hakkında yazıyorum ama bu herkesin çoğucu gibi gözükmeli. | Open Subtitles | بالطبع أنا أكتب عن ابنى ولكن يجب أن يبدو وكأنه ابن أى شخص |
Hayır, hiçbir şey olağan dışı gözükmemeli. | Open Subtitles | لا، لا شيء ينبغي أن يبدو خارجاً عن المألوف. |
O yüzden, onları başkası çalmış gibi gözükmeliydi. | Open Subtitles | لذا . كان يجب أن يبدو أن أحداً ما قام بسرقتها |
En önemlisi, bir şekilde bu onun kendisininmiş gibi görünmeli. | Open Subtitles | أهم شئ هو أن يبدو دينها المستحق بطريقة ما |
Bir polisi cinayetle suçlamadan önce, iyiden daha iyi görünmeli. | Open Subtitles | قبل أن تقومي باتهام شرطي بجريمة قتل , عليهِ أن يبدو أفضل من ملائم |
Burası, hırsızlar tarafından alt üst edilmiş gibi görünmeli. | Open Subtitles | يجب أن يبدو هذا المكان وكأنه نهب من قبل اللصوص |
Düşündüm de, bizimle takılacaksa daha iyi görünmeli. | Open Subtitles | لقد قلت بما أنه سيكون معنا، فربما من الأفضل أن يبدو مثلنا. |
Tabii, bir kazaymış gibi görünmeli. | Open Subtitles | بالطبع، يُستحسن أن يبدو الأمر و كأنه حادثة. |
Bak, bunun bir uyarı gibi görünmesini hatta bir tehdit gibi görünmesini istemiyorum. | Open Subtitles | اسمعي، لا أريد أن يبدو كلامي كإنذار ولا أريده أن يبدو كتهديد حتماً. |
Bu kitabın size yalan söylüyormuş gibi görünmesini istiyorum, çaresizce ve umutsuzca, bir alkoliğin yapacağı gibi. | TED | أريد هذا الكتاب أن يبدو وكأنه يكذب عليكم، بطريق يائسة ومستميتة، بنفس أسلوب مدمن كحول. |
İstiyorum ki hepsinin temiz görünmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يبدو كل شىء أنا فقط أريدهم أن يبدوا, كما تعلمون بشكل نظيف |
Sizce küçük çocuklar böyle... memelerinin olmasını isteyecekler mi? | Open Subtitles | لدي فقط سؤال واحد هل سيريد الأولاد الصغار أن يبدو وكأن لهم نهود |
Ölümünün sıradan bir saldırı gibi olmasını isteyecektir yani diğer kurbanların olduğuna da emin olacaktır. | Open Subtitles | يريد أن يبدو قضية موتها كجريمة قتل عشوائية لذلك سيتاكد من وجود ضحايا أخرين إنتظر لحظة إذن أي أحد |
Çok korkunçmuş gibi görünsün istemiyorum. | Open Subtitles | لم أعني بهذا أن يبدو الأمر خطيراً. |
Ciddi görünsün di mi ? | Open Subtitles | أرادت أن يبدو الأمر حقيقي , أتفقنا؟ |
Aksine, bunun bir komplo gibi göründüğünü söylerdim. | Open Subtitles | أظن أن.. يبدو أن هذه طريقة مزيفة للإيقاع بهم |
Onu ilk gördüğünde olması gerektiği bir "adam" gibi göründüğünü söyledi. | Open Subtitles | قالت أنَّ المرّة الأولى التي رأته فيها فكّرت أنه يبدو كما من المفترض "أن يبدو "الرجل |
Canlı gibi gözükmeli. Tamam, tamam. | Open Subtitles | لا يمكننا حمله هكذا عليه أن يبدو وكأنه على قيد الحياة |
Elbette, öyle gözükmemeli. | Open Subtitles | نعم،لا يجب أن يبدو الأمر وضحاً جيد |
Saldırı ikna edici gözükmeliydi. | Open Subtitles | -تعيّن أن يبدو الهجوم مقنعًا . |