Belki Charlie garaj için bize yardım edebilir, David. | Open Subtitles | لربّما تشارلي يمكن أن يساعدنا بالمرآب، ديفيد. |
Dünyada bize yardım edecek başka bir insan olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد يوجد إنسان آخر فى العالم كله يمكن أن يساعدنا |
O bize yardım edebilir Kalenin içini iyi biliyor. | Open Subtitles | يمكن أن يساعدنا بشكل أفضل فهو يعرف الحصن من الداخل |
Doğru kararı vermek için bize yardım etmek istiyor. Bizim için endişeli. Özellikle de benim için. | Open Subtitles | يريد أن يساعدنا على اختيار القرار الصائب هو قلق علينا, بالتحديد قلق بشأني |
Bayan Jackson, Charles hakkında yardımı olacak anlatabileceğiniz bişeyler var mı? | Open Subtitles | سيدة جاكسون هل تود أن تخبرينا أى شئ عن تشالز يمكن أن يساعدنا |
Biliyorum, umuyorum ki bütün bu araştırma... bize alanı daraltmada yardımcı olur. | Open Subtitles | أعلم، لكن آمل أن يساعدنا كل هذا البحث على تضييق المواقع |
- O artık bize yardımcı olamaz. - O olabilir sadece bir tanesidir. | Open Subtitles | . لا يمكنه أن يساعدنا بعد الآن . إنه الوحيد الذي يمكنه ذلك |
Bize gerçekten faydası olacak bir şey bulduğumu düşünüyorum. Bunu tanıtmayı çok istiyorum. | Open Subtitles | لقد وجدت شيء من شأنه أن يساعدنا في الإنطلاق |
Acelen varsa, adamın bize... tuğlaları kaldırmak ve yolu temizlemek için yardım edebilir. | Open Subtitles | إذا كنت مستعجلة ، فعاملك يمكن أن يساعدنا في تحريك الطابوق وفتح الطريق |
Bu yeri işleten kaçık bize yardım edebilir mi bir bakalım. | Open Subtitles | دعنا نرى اذا كان المجنون الذى يدير هذا المكان يستطيع أن يساعدنا |
Bu deneylerden birinin bize yardım edeceğinden eminim. | Open Subtitles | أراهن أن أحد هذه التجارب يمكن أن يساعدنا. |
Şehirde mutlaka bize yardım edebilecek birileri vardır, sadece zaman meselesi. | Open Subtitles | سوف نجد شخص ما آخر فى المدينه يمكنه أن يساعدنا مجرد قبل الصيد |
Bu zavallı yaratık bu konuda bize yardım edebilir. | Open Subtitles | ربما هذا المخلوق يمكن أن يساعدنا على إيجاد وسيلة |
Şu an da bize yardım edebilecek tek bir kişi var. | Open Subtitles | هناك رجل واحد فقط الذي يمكن أن يساعدنا الآن |
Ateş Lordu ile karşılaşmamızda bize yardım edebilecek biri daha var. | Open Subtitles | أن يساعدنا لمواجهة زعيم النار سأعود فوراً بعينة لرائحته |
Adam yardıma hazır görünüyordu ve bize yardım etmek istedi. | Open Subtitles | وكان متعاون للغاية وكان يريد أن يساعدنا |
yardım etmek için burada. Consolidated Goldfields'tan geliyor. | Open Subtitles | . أنه هنا من أجل أن يساعدنا . "هو من منظمة "حقول الذهب المتحدة |
Bize yardımı olacak bir bilgi var mı? | Open Subtitles | أي شيء آخر يمكنه أن يساعدنا على المضي قدما؟ |
Onun yerine Broussard'ın evinden aldıklarımızı araştırıp yardımı olacak bir şey çıkacak mı diye bakıyorum. | Open Subtitles | -أتمنّى ذلك يا رجُل بدلاً عن ذلك، أنا أراجع كل ما كان بمنزلِ (بروسارد) باحثاً عمّا يمكن أن يساعدنا |
Davayı kanıtlamamıza yardımcı olur. | Open Subtitles | من شأن هذا أن يساعدنا في إثبات قضيتنا. |
Laboratuvarımda bu konuda bize yardımcı olabilecek bir program olabilir. | Open Subtitles | ربما لدي برنامج في معملي يمكن أن يساعدنا في ذلك. |
Bize faydası olacak hiç bir şey görmüş mü? | Open Subtitles | هل رأي أيّ شيء يمكن أن يساعدنا ؟ |
Şiir bununla yaşamamıza yardım edebilir. | TED | الشعر يمكن أن يساعدنا على العيش مع ذلك. |
İkinizin şarkı söylemesi kazanmamızı sağlayabilir, bunu yapmalısınız. | Open Subtitles | إذ كلُ واحدٍ منكما غنّى لوحده على المسرح يمكن أن يساعدنا في الربح فيجب عليكما فعلها |
Piyasanın bunu çözmemizde bize yardımcı olacağını düşünüyorum, fakat ortada bir yardımsever bileşenin olması lazım, yoksa ben, yaşamak istediğimiz türden toplumlar yaratabileceğimizi düşünmüyorum. | TED | وأعتقد أن السوق يمكن أن يساعدنا في معرفة ذلك، لكن ينبغي أن يحتوي على عنصر عمل خيري أو لا أعتقد أننا سننشئ ذلك النوع من المجتمعات التي نرغب بالعيش بها. |