Ve gerçekten seninle tanışmak istiyor. Londra'da kimseyi tanımıyor. | Open Subtitles | وفي الحقيقة يريد أن يقابلك هو لا يعرف أي شخص في لندن |
Prodüksiyonun yemek yediği yerde, bir saat içinde Lee seninle tanışmak istiyor. | Open Subtitles | لي يريد أن يقابلك خلال ساعة من أجل مقابلة إنتاج |
seninle tanışmak isteyen, gönlünü çok güzel yapacak birisi var. | Open Subtitles | هناك شخصٌ هنا يرغب أن يقابلك والتي أظنها ستأتي بالكثير من الخير عليك |
Adı listede yok ama Luca Brasi seni görmek istiyor. | Open Subtitles | ليس على اللائحة و لكن لوكا برازى يريد أن يقابلك |
- David, - seni görmek isteyeceğinden emin değilim. - Öyleyse vakit kaybediyoruz, gidelim. | Open Subtitles | دافيد انا لا أعرف اذا كان سيرضى أن يقابلك نعم لقد أخبرتك أنه قد لا يستمع الينا وربما نحن نضيع الوقت و يجب علينا أن نرحل |
sizinle görüşmek ya da konuşmak istemiyor. | Open Subtitles | وهو لا يتمنى أن يقابلك أو يتكلم معك |
- Sadece seninle tanışmasını ve bizi bir arada görmesini istiyorum. | Open Subtitles | -أردت أن يقابلك , ويرانا معاً. |
Tanıştığım en iyi kod yazarı ve seninle tanışmak istiyor. | Open Subtitles | أفضل مبرمج شفرات عرفته و هو يريد أن يقابلك |
seninle tanışmak için saatimi çaldı, biliyormusun? | Open Subtitles | أتعلم لقد سرق ساعتي من أجل أن يقابلك |
- O burada ve seninle tanışmak istiyor. | Open Subtitles | أنه هنا, ويريد أن يقابلك في السجن |
Alhambra'nın menejeri seninle tanışmak istiyor. Alhambra mı? | Open Subtitles | مدير ألهيمبرا يريد أن يقابلك |
O seninle tanışmak istiyor. | Open Subtitles | حسناً ، أنه يحب أن يقابلك |
Birisi seninle tanışmak istiyor. | Open Subtitles | شخصٌ ما يريد أن يقابلك |
Adı listede yok ama Luca Brasi seni görmek istiyor. | Open Subtitles | ليس على اللائحة و لكن (لوكا برازي) يريد أن يقابلك |
Kardinal seni görmek istiyor. | Open Subtitles | كاردينال الكنيسة يطلب أن يقابلك. |
seni görmek isteyen biri var. Uykuya daldı dalacak. | Open Subtitles | يريد أحدهم أن يقابلك ها هو يغفو |
- Gel bence. Herkes seni görmek istiyor. | Open Subtitles | البعض يريد أن يقابلك |
Kutsal Efendimiz, Dalai Lama, sizinle görüşmek istiyor, Bay Harrer. | Open Subtitles | فخامة الدالاى لاما يود أن يقابلك. |
Sadece sizinle görüşmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال فقط أنه يريد أن يقابلك |
Çünkü seninle tanışmasını istemiyordum. | Open Subtitles | لأنني لم أريده أن يقابلك |