Ancak farkı yaratan bu olamaz. | TED | ولكن لا يمكن أن يكون هذا ما احدث الفرق. |
Mühendisliğin, bir halkın kendi topraklarında yaşamasına ve milletler topluluğunun parçası olarak kalmasına imkan vermesi harika olmaz mı? | TED | لكن لن يكون من الرائع أن يكون هذا عجب الهندسة والسماح للشعب بالبقاء في أراضيها السيادية، وتكون جزءا من المجتمع الدولي؟ |
Çocuğumuz olmamasının nedeni bu olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون هذا هو السبب في عدم إنجابنا حتى الآن. |
Bu bir inek, bir kuzu, ya da daha egzotik bir hayvan olabilir. | TED | يمكن أن يكون هذا الحيوان بقرة، خروف، أو حتى شيء أكثر غرابة. |
Korkarım bunlar benim kabahatim. İyi bir manken olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أخشى أن يكون هذا خطأي لقد ظننت أنّكِ ستكونين عارضة جيّدة |
Zengin olmanın en iyi kısmı bu olmalı sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | يجب أن يكون هذا أفضل جزء من الغنى هل تظن ذلك؟ ما هذا؟ |
Şimdi, bu inanılmaz gibi geliyor, Bir keresinde bir Papuan adamıyla tanıştım, ve ona bunun | TED | كما هو من المذهل سماع هذا، فإني قابلت مرة مواطن غيني، وسألته هل من الممكن أن يكون هذا صحيحاً. |
Bu çocuğun sevgi dolu bir evde olması benim için çok önemli. | Open Subtitles | إنه فقط مهم بالنسبة لي أن يكون هذا الطفل في منزل محب. |
Kazadan sonra seçtiği spor dalına geri dönmeyi hayal ediyordu; dağcılık. Nasıl mümkün olabilirdi? | TED | بعد هذا الحادث، كان يحلم بالعودة إلى رياضته المفضلة وهي تسلق الجبال، ولكن كيف يمكن أن يكون هذا ممكنًا؟ |
Gitmek için tek nedenin bu olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون هذا سببك الوحيد لكي تذهب إلى هناك |
Ne olursa olsun, bu olamaz. Jenna da olamaz. | Open Subtitles | مهما يكون ذلك,لايمكن أن يكون هذا لايمكن أن يكون معها |
Burada çok tuhaf şeyler oluyor dostum. Katil bu olamaz. | Open Subtitles | شيء غريب يجري هنا يا رجل. لا يمكن أن يكون هذا هو الرجل. |
Hayır, şimdi olmaz. Hayır, iyi geceler dedim. Bu da ne manaya geliyor, bayan? | Open Subtitles | كلا , قلت تصبح على خير ما المفترض أن يكون هذا , يا سيدتى ؟ |
Hayır, şimdi olmaz. Hayır, iyi geceler dedim. Bu da ne manaya geliyor, bayan? | Open Subtitles | كلا , قلت تصبح على خير ما المفترض أن يكون هذا , يا سيدتى ؟ |
Sana saldıran adam bu olabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن أن يكون هذا هو الشخص اللذي تهجم عليكِ |
Eğer bir su kenarı yakınında gizliyse, efsanenin dayanağı bu olabilir. | Open Subtitles | ومع ذلك ، إذا كانت مخبأة بالقرب من مصدر للمياه من الممكن أن يكون هذا أساس علم الأساطير |
Bu bir etken olabilir ve herkes bunun mantığa aykırı olduğunu söyleyebilir. | TED | يمكن أن يكون هذا عاملا مؤثر , و سيتساءل الجميع ستستثار توقعاتهم , قد تكون قصة , قد تكون تجربة. |
Korkarım ki Bu bir benzin ateşine benzer kendi kendini bitirmesini beklemek zorundayız. | Open Subtitles | أنا خائف من أن يكون هذا كالوقود المشتعل علينا تركه يحترق |
bunlar açığa çıkacak olursa... sonu yıkım olabilir. | Open Subtitles | أعتقد إذا خرج أيّ من هذه يمكن أن يكون هذا مدمّراً |
- O ne peki? Şey, bunlar dişleri ve dili oluyorsa o zaman oda küçük dili olmalı. | Open Subtitles | إذا كانت هذه الأسنان و هذا اللسان لابد أن يكون هذا البلعوم |
...insana cennette içirdikleri bu olmalı. | Open Subtitles | ينبغي أن يكون هذا هو الشراب الذي تحظى به في الجنة |
- bu olmalı. - Winnie kendine iyi baktı. | Open Subtitles | ـ يجب أن يكون هذا البيت ـ لقد فعلت ويني معروفاً لنفسها |
O zaman eğer kazanç aynı ya da daha iyi olursa ve gezegen bundan fayda görürse, bunun norm olması gerekmez mi? | TED | لذا فإن كانت الأرباح متساوية أو أفضل والكوكب يستفد أيضا، أليس حريا أن يكون هذا هي القاعدة؟ |
Bu şeyin gerçek olması neden bu kadar önemli sence? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أنّه من المهمّ جدّاً، أن يكون هذا حقيقيّاً؟ |
Çok utanç verici olabilirdi. | Open Subtitles | سعيد أن أحدنا استطاع التذكر ، كان بالإمكان أن يكون هذا محرجاً |