Eğer krallığımdaki bütün evlenmemiş genç kızlar da bir şekilde orada olursa, onlardan birine ilgi duyabilir, öyle değil mi? | Open Subtitles | ... لو أن كل العذارى المؤهلات فى مملكتى يتصادف وجودهم هنا ... يجب أن يبدى أهتمام لواحده منهم أليس كذلك؟ |
Şefkatle ilgi duyduğum, küçük, sevimli bir çoban kız. | Open Subtitles | الراعية الصغيرة الجميلة التي أكن لها أهتمام خاصاً |
Niyetim meşhur olmak değildi ama ne yaparsın ki ilgi odağı olmak hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | لم أتعمد أن أكون مشهورة لكن يعجبني أن أكون محط أهتمام |
Neden politika ile ilgisi olmayan, şiddet geçmişi bulunmayan, | Open Subtitles | لماذا تقوم فتاة لطيفة كاثوليكية بدون أي أهتمام واضح للسياسة |
Her göğüse asgari ilgiyi verme başı boş halde kasıklarına gelmeden önce. | Open Subtitles | و أهتمام أقل بكل ثدي قبل أن أقترب إلى مهبلك |
Hiçbir şey bir vampirin ilgisini yakut kırmızısı kandan daha fazla çekemez. | Open Subtitles | لا شيء يجلب أهتمام مصاص الدماء غير رائحة الدماء |
Çok göze çarpıcı bir veri olmaz belki ama sonuçlar heyetin dikkatini çekebilir. | Open Subtitles | أليس جهازاً رائع, لكن النتائج ستكون من أهتمام اللجنة |
Hayır, bu konuyu pek düşünmedim. Hiçbir zaman kafamı yormadım. | Open Subtitles | لا,أعتقد أنى لم افكر كثيرا فى هذا الأمر لم أعطه اى أهتمام |
Hatta İngilizce aksanı ile konuşup, daha çok ilgi çekmek istediğinizde bile. | Open Subtitles | حتى لو تظاهرت بأن لديك لهجة أنجليزية لتبدو أكثر أهتمام ؟ |
"Yetkili hiç kimsenin ilgi göstermediği izlenimiyle geri dönmelerinin | Open Subtitles | أخشى الآن أنهم سيعودون دون أي تعبير عن أهتمام |
Sağlık Bakanı'nın protein tedarikinin geçici olarak askıya alınması konusunda resmi bir açıklama yapması beklenilen basın toplantısına medya yoğun ilgi gösteriyor. | Open Subtitles | يوجد أهتمام من قبل الأعلام في المنطقة في مكان المؤتمر الصحفي حيث يشتبه إعلان الرسمي عن وقف مؤقت |
Buradaki aşçı, şef son yemeklere özel ilgi gösteriyor. | Open Subtitles | هل تعرفين, الطباخ هنا ..الشيف تعرفين, أنه يهتم أهتمام خاص بتحضير الوجبه الأخيره |
Ve Dr. Breeland sana onları göstermemiştir çünkü sen solunum rahatsızlıklarına hiç ilgi göstermemişsindir. | Open Subtitles | و أعتقد بأن الدكتور بريلند لم يريك أياها من قبل لأنك لم تريه أية أهتمام في أمراض الجهاز التنفسي |
Bu dosya ile ilgili kanıtlara ilgi duyduğunu herhangi bir şekilde gösterdi mi? | Open Subtitles | هل أظهر أي أهتمام بأدلة الطب الشرعي قبل القضية؟ |
Annem babamın ilgisi için umutsuzdu, ve onun gizli silahı daima az giysi, çok ten içerikliydi. | Open Subtitles | أمي كانت يائسة من أهتمام والدي وسلاحها السري دائماً ستضمن ملابس أقل جلد أكثر |
Diğer kişileri bilmiyorum, ama... görünüşe göre basının konuya ilgisi fazla. | Open Subtitles | أنا لا أعرف عن أي شخص آخر , لكن حصلت على بعض أهتمام الصحافة |
En az dört çocuğu var ama ilgisi dağınık. | Open Subtitles | التي على الأقل لديها 4 أطفال منه، لكنها فقدت أهتمام الملك. |
- Ona göstermem gereken ilgiyi gösteremedim. | Open Subtitles | لم أولي أهتمام لزواجي كما ينبغي. |
Onlardan biri, özel bir ilgiyi hakkediyor. Kuvira. | Open Subtitles | واحد منهم يستحق أهتمام خاص |
Başından beri büyük şirketlerin ilgisini çekeceğimizi biliyordum. | Open Subtitles | منذ البداية كنت أعرف أن هذه الشركة ستجلب أهتمام الشركات الكبرى |
Fakat ikimizde annemizin ilgisini çekmek için mücadele eder olduk. | Open Subtitles | ولكن أنتها هذا بقتالنا ,للحصول على أهتمام أمنا |
Çok göze çarpıcı bir veri olmaz belki ama sonuçlar heyetin dikkatini çekebilir. | Open Subtitles | أليس جهازاً رائع, لكن النتائج ستكون من أهتمام اللجنة |
Böylece hit şarkılar yazan ABBA'lı ve Kelsey'in sözleşme yaptığı Ashmore Kayıtçılık'ın sahibi Nathan Ashmore'ın dikkatini çekti. | Open Subtitles | (وحاز على أهتمام (ناثان آرشمور صانع الأغاني الناجحة (وكرجل واحد لفريق (الآبا (والمالك لأسطوانة (كيلسي (وتسجيلات (آرشمور |
Hayır, bu konuyu pek düşünmedim. Hiçbir zaman kafamı yormadım. | Open Subtitles | لا,أعتقد أنى لم افكر كثيرا فى هذا الأمر لم أعطه اى أهتمام |