Birinci soru, şiirin mükemmeliyetini değerlendirir ikinci soru ise, önemini. | Open Subtitles | السؤال الأول يصنف كمالية الشعر و السؤال الثاني يصنف أهميته |
Kulağa çok basit gelebilir ama öz güven önemini azımsadığımız bir şey. | TED | قد يبدو الأمر بسيطاً إلا أن الثقة هي الشئ الذي نقلل من أهميته |
Eski Dünya çocuk tekerlemesi gibi bir şey. Ne önemi var ki? | Open Subtitles | كأنه اسم شخصيةٍ في قصة أطفالٍ قديمةٍ على الأرض، ما أهميته ؟ |
2015 yılı, önemi ve benzer zorlukları açısından 1945'e benzeyen bir yıl. | TED | 2015 هو عام مشابه في أهميته وحتى عام 1945، مع تحديات مماثلة وإمكانية مماثلة. |
(Gülüşmeler) Bir minnet dalgası var, çünkü insanlar bunun ne kadar önemli olduğunun farkına varıyorlar ve de bunun nasıl dünyamızı değiştirebileceğinin. | TED | هناك موجة من الامتنان لأن الناس أصبحوا واعين بمدى أهميته وكذا قدرته على تغيير العالم. |
Bugünkü konuşmamda, size, mutluluk denkleminde oldukça önemli olduğunu düşündüğüm, bir değişkenden, aklın başka yerde olmasından kısaca söz ettim. | TED | في حديثي اليوم، أخبرتكم قليلاً عن شرود الذهن، وهو متغير تًبيّن بوضوح أهميته في معادلة السعادة. |
Bu, cumhuriyetimizin kurtuluşu için bizim ordumuzun önemini gösteren bir alegori. | Open Subtitles | هذارمز يُظهر أهمية جيشنا أهميته لتحرير جمهوريتنا |
Birinci soru, şiirin mükemmeliyetini değerlendirir ikinci soru ise, önemini. | Open Subtitles | السؤال الأول يقيم كمالية الشعر و الثاني يقيم أهميته |
önemini kavrayana dek güvende tutmak istedim. | Open Subtitles | كنتُ بحاجة لبقائه في مكان آمن حتى تدرك أهميته |
Ben anne değilim ama bunun önemini ben de biliyorum. | Open Subtitles | رغم كوني لست أماً ولكنني أعرف أهميته أيضاً |
Daha ileriye götürmeden önce önemini kurmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | وقبل أن يتابعوا الأمر, عليهم أن يحاولوا ترسيخ أهميته |
Sonuncusu ise bir sanrıya odaklanmış ama ne yazık ki, kendini iyi hissetme halini etkileyen durumlardan hiçbirini, bu halin önemini değiştirmeden düşünmek mümkün değil. | TED | والثالث هو تركيز الوهم، وهي الحقيقة غير السارة بأننا لا نستطيع التفكير حول أي ظروف تقوم بالتأثير على الرفاه بدون التشويش على أهميته. |
Daha fazla güce yönelik bu amansızca arayışın önemi bu güçle yapabileceklerimizin keşfinden çok daha fazladır. | Open Subtitles | لكن هذا البحث المضني عن المزيد من القدرة له أهميته فهو أهم مما يمكن أن تقدمه لنا هذه القدرة |
Evde üç çocuk varken her kuruşun önemi var. | Open Subtitles | مع 3 أطفال بالمنزل يجب أن تؤمن بأن لكل قرش أهميته |
Saklanılan yerin önemi yok saklanan kişi boş yere saklanıyorsa. | Open Subtitles | للتخفي أهميته. عندما لا يوجد سبب للأختفاء |
Yaşam için olan önemi de hemen hemen eşsiz. | TED | أهميته للحياة بشكل خاص لا نظير لها. |
Hayal edin, yeni bilimsel gelişmeler sayesinde, kendimiz hakkındaki düşüncelerimizde onun ne kadar önemli olduğunu anlamaya başlasaydık.. | TED | وتخيّل لو، من خلال التقدم العلمي الحديث، بدأنا للتو نفهم أهميته في كيفية تفكيرنا في أنفسنا. |
Ne kadar önemli olduğu umurumda bile değil! Buna üzüldüğüne gerçekten sevindim. | Open Subtitles | لا أهتم بحجم أهميته إنه أمر شديد السوء إن كنتَ منزعجا |
Biliyorum, bunun hakkında aşırı biçimde ısrarcıyım, ama bu da ne kadar önemli olduğunu gösterir değil mi? | Open Subtitles | أنا أعرف ، أنا مهتم بهذا الموضوع بشدة و لكن هذا يؤكد على أهميته ، أليس كذلك ؟ |