Çeliğin bana altın ve mücevherden daha önemli olduğu zamanlar. | Open Subtitles | عندما كان الفولاذ بالنسبه لى أهم من الذهب و الجواهر |
Nazikçe söyle, devamlı kapısının eşiğinde beklemekten daha önemli işerim var. | Open Subtitles | فاخبريه لطفا أن لدي أمورا أهم من أتردد على عتبات بابه |
Vakit kaybı. Onların düşünmeleri gereken daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | مضيعة للوقت، لديهما ما هو أهم من ذلك ليشغل بالهما |
Ambarda yapılan görevin her şeyden daha önemli olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أؤمن أن العمل الذي بالحجرة الأرضية أهم من أي شئ |
Bugün güzel surattan başka çok daha önemli bir şey öğrendin. | Open Subtitles | اليوم أنت تعلمت أن هناك أشياء أهم . من الوجه الجميل |
Yarışlardan daha önemli bir şey olabileceğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | الم تفكر أنه هناك شيء قد يكون أهم من السباقات؟ |
Şu an, sabah kahvelerini aldığın o tuhaf gazete bayiinin geleceği için endişelenmekten çok daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | لدي أمور أهم بكثير لأقلق بشأنها الآن أهم من مصير كشك الجرائد السخيف الذي تشتري منه قهوتك في الصباح |
Ona, kızımdan daha önemli bir şey olmadığını kanıtlamak istediğim öğle yemeğini iptal ettiğimi, çünkü kızımdan daha önemli bir mesele çıktığını söyle. | Open Subtitles | اخبرها أنني الغي جميع جلسات الغداء التي كنت أنتويها. وليس هناك شيء أهم من كاثرين لأن هناك شيء أهم من كاثرين قد حضر |
Benim için önemli. Eve getirdiğin bu ucubeden daha önemli. | Open Subtitles | إنها مهمة لي ، إنها أهم من المشوه الذي دعيتيه |
Modern çağda, makineler araziden daha önemli oldu. | TED | وفي العصر الحديث صارت الماكينات أهم من الأرض. |
Verimlilik anlamdan hala daha önemli midir ? | TED | هل لازالت الكفاءة أهم من المعنى والمضمون ؟ |
Sağlık yöneticileri artık bizlere sık sık, posta kodumuzun genetik kodumuzdan daha önemli olduğunu hatırlatıyor. | TED | منفذي الرعاية الصحية يذكروننا دائما بأن الرمز البريدي أهم من الجينات الوراثية |
Bunların hepsi karşılaştırma; farklılıklarına bakarak tanımlamak, diğer her şeyden daha önemli olduğunu söyleyerek tanımlamak. Peki öyle mi? | TED | لكن، كل هذه مقارنات، طرق لتعريفه من خلال تناقضه وذلك بالقول بأنه أهم من كل الأشياء الأخرى لكن، هل هو كذلك؟ |
demiştir. Garsonlar, onlara erkeğin kadından daha önemli olduğunu öğreten toplumun bir ürünüdür. | TED | أعتقد ذلك!" الندل هم نتاج المجتمع الذي يعلمهم أن الرجال أهم من النساء. |
Demek istedikleri şey, neleri savunduğumuz attığımız bombalardan daha önemli. | TED | ما يقصدونه هو أن مبادئنا هي أهم من القنابل التي نرميها. |
Babası aslında kızına kendi mutluluğunun kızının mutluluğundan daha önemli olduğunu öğretiyor. | TED | علمَها والِدها أن سعادتي أهم من سعادتِك. |
Arayıcı'yı öldürmek, hangi sırları barındırırsa barındırsın her hangi bir kitaptan daha önemlidir. | Open Subtitles | قتل الباحث أهم من أيّ كتاب، لا يهم مدى الأسرار التى قد يحتويها. |
Eski sevgililerini bulmak düğün için bana yardım etmekten daha mı önemli? | Open Subtitles | لذا، تقصدين أنّ إقتفاء عشاقكِ السابقين أهم من مساعدتي في تدابير زفافي؟ |
İnsanın dünyasının, yaşadığı kasabadan ibaret olduğu ve dans hareketlerinin, orduların hareketlerinden daha büyük bir heyecan yarattığı zamanlarda genç bir kadın yaşardı. | Open Subtitles | في عصر حيث كانت بلدة الشخص تمثّل له العالم بأثره وكانت حركات رقصة حدثاً أهم من تحركات الجيوش. |
Mimari, mobilyalar ve var olan her şey fakat hiçbir şey o merdivenler kadar önemli değil. | TED | تدبُ الحياة في المبنى والأثاث وفي كل شيء، لكن لا شيء أهم من تلك السلالم. |
Ama babanızın beni buraya getirtme nedeni paradan çok daha değerli. | Open Subtitles | لكن السبب الذي دفع بأبيك إلى إحضاري إلى هنا كان أهم من المال |
Yani senin hayalindeki is benim hayalimdeki isten daha mi önemli? | Open Subtitles | -اذاً وظيفة أحلامك أهم من وظيفة أحلامي ؟ |
Gelişmekte olan ülkelerde temiz sudan daha mühim bir şey var mı? | Open Subtitles | ها هناك شئ أهم من المياه النقية في البلدان النامية ؟ |
Belki rapordan daha fazlası gerekiyordur. | Open Subtitles | حسناً، لكن ربما يكون هنالك شيئ أهم من مجرد كتابة تقرير |
Önemli olan iyi dostların dedikodu ve brançdan daha fazlasını paylaştıkları. | Open Subtitles | ما أقصده، أن الأصدقاء يتشاركون في أمور أهم من الثرثه و وجبات الفطور المتأخره |