"أو أسوأ من" - Traduction Arabe en Turc

• da daha kötüsü
• Veya daha kötüsü
• yada daha kötüsü
• hatta daha kötüsü
• veya kötü değildir

Gidersen yakalanıp hapse atılırsın, ya da daha kötüsü olur. Arkadaşım seni arıyor.
إن فعلتَ فسيُقبض عليكَ وتدخل السجن أو أسوأ من ذلك، صديقي يبحث عنكَ

Savaşçılarımız ölecek kadınlar ve çocuklar ya köle olacak ya da daha kötüsü!
رجالنا سيهلكون في عتادهم ونساؤنا سيكن سبايا وأطفالنا عبيدا أو أسوأ من ذلك الآن ..

O ödülü öldüğün zaman Veya daha kötüsü kariyerin öldüğü zaman verirler.
لشخصٍ بعد موته، أو أسوأ من ذلك بعد موت مهنته

Bu şekilde kendi hayatlarını daha iyi hissederler. Veya daha kötüsü. Kim bilir?
إنه يجعلهم يشعرون بالتحسن حول حياتهم، أو أسوأ من ذلك، مَن يعلم.

Ve onun ilgilendiği insanların sonu ölüm olur yada daha kötüsü.
والناس الذين يهتم بهم سيلقون الموت أو أسوأ من ذلك

Beni burada yakalarlarsa hapse atarlar yada daha kötüsü.
إذا رأوني سيقبضون علي أو أسوأ من ذلك

Eğer bir mucize olur da dokunursa, hatta daha kötüsü bizim kel dostu görürse ne düşünür?
حسنا, ماذا إن حصلت المعجزة ولمسته, أو أسوأ من ذلك00 و رأت رفيقي الأصلع بماذا ستفكر؟

Görevden alınabilirim, hatta daha kötüsü olabilir.
يمكن أن أفصل من العمل أو أسوأ من ذلك

Hiçlik, herhangi bir şeyden iyi veya kötü değildir.
لا شيء أفضل أو أسوأ من أي شيء.

Hiçlik, herhangi bir şeyden iyi veya kötü değildir.
لا شيء ليس أفضل لا أو أسوأ من كل شيء

Çünkü, eğer gitmezsen, sonun hapisde bitecekti... ya da daha kötüsü olacaktı.
لأني عرفت أنه إن لم تغادر، سينتهي بك الأمر في السجن أو أسوأ من ذلك

Çocuklar kendi kendilerine yetişiyorlar ya da daha kötüsü hayvanlar tarafından yetiştiriliyor.
أطفال ربوا أنفسهم، أو أسوأ من هذا إعتنت بهم الحيوانات المتوحشة

Arada sırada bizim gönderdiğimiz şeylerden ikisi havada çarpışır ya da içlerinden biri patlar Veya daha kötüsü birileri yörüngedeki bir uydusunu patlatır ve bu, çok ama çok fazla parça yaratır ki onların da bir çoğu geri gelmez.
و في كل حينٍ و أخرى سيتصادمُ جسمانِ من هذهِ الأشياءِ التي نرسلها أو سينفجرُ واحدٌ منها أو أسوأ من ذلك: من الممكن أن يدمّر أحدهم قمرَهُ الصناعيّ الموجودَ في المدار مولّداً المزيدَ من القطع الصّغيرة والتي أيضاً لا تعود إلى الأرض.