Beş yılda, İzlanda dışında hiç faaliyet göstermemiş olan bu üç küçük banka 120 milyar dolar borç aldı. | Open Subtitles | فى خلال خمسة سنوات قامت هذه البنوك الثلاثة الصغيرة التى لم تعمل أبدا خارج أيسلندا باقتراض 120 بليون دولار |
Bay Fischer, bu gece İzlanda'ya gideceğine dair açıklama yapmış. | Open Subtitles | أوضح السيد فيشر أنه سيحاول الذهاب إلى أيسلندا الليلة المذيعة؟ |
Uzun yıllardır İzlanda Üniversitesinde profesör olan Dr. Jakob Kristjansson'ın misafiriyim. | Open Subtitles | مضيفي هو الدكتور ياكوب كريستيانسون أستاذ في جامعة أيسلندا لسنوات عديدة |
Reykjavik, İzlanda'dan gelen haberlere göre, Bobby Fischer bugün maça çıkmadı. | Open Subtitles | الأخبار في ريكافيك ، أيسلندا اليوم لم ينجح بوبي فيشر بالحضور |
Gezegendeki en büyük şelale, okyanusun altında, İzlanda yakınlarında. | TED | أكبر شلال في الكرة الأرضية هو في الحقيقة موجود تحت الماء بالقرب من أيسلندا. |
On beşinci sırada İzlanda ve Polonya ile beraberiz. | TED | نحن نتشارك الرتبة 15 مع أيسلندا وبولندا. |
İzlanda'ya yaptığım ilk seyahat, tam olarak aradığımı bulmuş gibi hissettiğim seyahatti. | TED | ومن ثم قُمت بأول رحلة إلى أيسلندا وكنت أشعر وقتها بأنني وجدت ما أتطلع إليه. |
Uzun İzlanda kışları boyunca meraklı gözlerden korunmak için evinin pencerelerini branda ile kapattı. | TED | لقد ألصق الأقمشة على نوافذ منزله لمنع أعين المتطفلين خلال شتاء أيسلندا الطويل. |
Bu yayınımızdan sonra İzlanda'daki sahne böyleydi: | TED | كان هذا المشهد في أيسلندا في اليوم التالي لنشرنا. |
O kızla bir yerlere gitmiş olabilir. Hatta belki İzlanda'dadır. | Open Subtitles | أقصد أنه ربما ذهب إلى مكان آخر و ربما يكون في أيسلندا الآن |
Roma, Kenya ve İzlanda'ya gitmiş. Bunların nereden olduğunu bile bilmiyorum. Kimden. | Open Subtitles | روما , إنجلترا , أيسلندا و كينيا , لا أعلم أحدا هناك من من |
O kızla bir yerlere gitmiş olabilir. Hatta belki İzlanda'dadır. Adamın bir çocuğu var. | Open Subtitles | أقصد أنه ربما ذهب إلى مكان آخر و ربما يكون في أيسلندا الآن |
İzlanda için yaptık, çocuğun için de pekâlâ yapabiliriz. | Open Subtitles | قمنا بذلك في أيسلندا ونستطيع أن نقوم بها من أجل إبنتك |
İzlanda istikrarlı bir demokrasisi olan yüksek bir yaşam standardına sahip ve yakın zamana kadar çok az işsizlik oranı ve borcu olan bir ülkeydi. | Open Subtitles | أيسلندا دولة ديمقراطية مستقرة ذات مستوى معيشة مرتفع و تمتعت حتى وقت قريب بمستوى بطالة و ديون حكومية منخفضة للغاية |
İktisat Profesörü İzlanda Üniversitesi Suç oranı yüksek değildi. | Open Subtitles | جيلفى زويجا أستاذ الاقتصاد جامعة أيسلندا |
Amerikan derecelendirme kuruluşları İzlanda'da her şey harika diyorlardı. | Open Subtitles | و قالت وكالات الائتمان الأمريكية أنه لا مشكلة فى أيسلندا |
"İzlanda mükemmel kurumları olan, rüşvet oranı düşük hukukun üstünlüğünü tanıyan gelişmiş bir ülke. | Open Subtitles | أيسلندا دولة متقدمة ذات مؤسسات ممتازة فساد قليل، سيادة القانون |
Bu bir hataydı, anlaşıldı ki İzlanda'da o dönemde tedbirli bir düzenleme ve güçlü bir denetim... | Open Subtitles | ثم تبين أن هذا الاعتقاد خطأ فالتنظيم المتعقل و الأشراف لم يكونا بالقوة الكافية فى أيسلندا |
İzlanda Ticaret Odası Frederic Mishkin'e bu incelemeyi yazması için 124.000 dolar ödedi. | Open Subtitles | أنها معلومات عامة دفعت غرفة أيسلندا التجارية مبلغ 000 124 دولار لفريدريك ميتشكين ليكتب هذا التقرير |
"İzlanda'da Malî İstikrar" iken "İzlanda'da Malî İstikrarsızlık" olmuş. | Open Subtitles | من الاستقرار المالى فى أيسلندا إلى عدم الاستقرار المالى فى أيسلندا |
İlaç etiketlerinin hepsi İzlandaca. | Open Subtitles | جميع ملصقات الأدوية مكتوب عليها "أيسلندا". |