Arabayı kocam aldı. Beni eve bırakır mısın? | Open Subtitles | أَخذَ زوجُي السيارةَ هَلْ ستوصلني إلى البيت؟ |
Satıcı vitrindeki devasa salamı içeri aldı. | Open Subtitles | الرجل فقط أَخذَ قدمَينَ السلامي خارج النافذةِ. |
O lanet şeyi birleştirmek tam iki saatimi aldı, bir kez atamaz mıyım? | Open Subtitles | يا، أَخذَ ساعتين لوَضْع الشيء الملعون سوية. أنا أليس بالإمكان أن تَحْصلَ على رميةِ واحدة؟ |
Kolayına kaçıp "evet" derdim ve paramı alıp rahat ederdim. | Open Subtitles | أنا كان يُمكنُ أنْ أَقُولَ نعم، أَخذَ المالُ والمَرةُ. |
Piç kurusu benim arabamı almış. | Open Subtitles | يَبْدو أن اللقيطِ أَخذَ سيارتَي. |
Ve sen babamı onların aldığını düşünüyorsun. | Open Subtitles | وأنت تَعتقدُين بأن هؤلاء الرجالَ مَنْ أَخذَ أبّي؟ |
Ben Piper evlilik danışmanı ile kalp tavsiyem aldı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد زمّار أَخذَ بنصيحتي إلى القلبِ مَع مستشارِ الزواجَ. |
Benim adıma on tane kredi kartı aldı, ...sonra bana telefon rehberi ile vurdu. | Open Subtitles | أَخذَ 10 بطاقاتَ إئتمان باسمِي، وبعد ذلك ضَربَني بمجلد الهاتفِ. |
Bir başka mahkum, Alex Cortez içeride birilerini rehin aldı. | Open Subtitles | النزيل الآخر، أليكس كورتيز، أَخذَ رهائن داخل. |
Çaylaklık görevlerine gerçekten kendini vermeye başladı, ve bu onun sadece 7 ayını aldı. | Open Subtitles | أنهـا بدأت حقاً بقبول واجبات تعهُدها ولقد أَخذَ منهـا هذا سبعة شهور فقط. |
O sadece 20,000$ ı aldı. | Open Subtitles | أَخذَ فقط 20,000 دولار مِنْ المالِ الذي عَرضتَه |
babamı etkilemesi bile 10 dk aldı. | Open Subtitles | أَخذَ بالكاد عشْرة دقائقِ لكي يلف اصابعه حول ابي |
Ağır ve hafif nesneyi eline aldı hangisinin daha hızlı düşeceğini görmek için aynı anda bıraktı. | Open Subtitles | أَخذَ الأشياء الثقيلة والخفيف منها و أسقطهم في نفس الوقت ليرى ايهما يسقط بشكل أسرع. |
Arabayı kocam aldı. | Open Subtitles | -ماذا؟ أَخذَ زوجُي السيارةَ هَلْ ستوصلني إلى البيت؟ |
Yo, hayır, bir şey yok, ama acilen ayrılması gerekiyordu bu yüzden bir tekne aldı ve uçağı gelip almanız için benden sizi aramamı istedi. | Open Subtitles | لا، أَعْرفُ بان كل شيئ تمام لكن كان لا بُدَّ أنْ يرحل فوراً، لذا أَخذَ المركبَ و هو طَلبَ مِنْي اكلمك علشان اخد الطائرةِ. |
Ordu yönetimi el aldı. | Open Subtitles | على أية حال، أَخذَ الجنود القوَّةَ. |
Bizim basketçi çocuğun, sinirlenip... amigo kızı öldürmüş olması ve cesedini alıp, gitmiş olması mümkün. | Open Subtitles | هو محتملُ الذي لاعبُ كرةَ السلة عَضَّ، قَتلَ رئيسُ المشجعين، أَخذَ جسمُها وطَردَ. |
Anahtarı alıp gitti, ve hala geri dönmedi. | Open Subtitles | لقد أَخذَ المفتاحَ وقادرَ ولم يرجع |
Yumruğuyla aşçının ağzından tükürük örneği almış. | Open Subtitles | يُشاهدُ مثل هو أَخذَ a مسحة خدِّ كبيرِ الطبَّاخين بقبضتِه الخاصةِ. |
Mathis işten ayrıldığında DVD'yi yanına almış olabilir. | Open Subtitles | لذا عندما يسار ماثيس، هو أَخذَ could've DVD سويّة مع النباتاتِ، صوره. |
Köylüler, Pankot Sarayı'nın bir şey aldığını söyledi. | Open Subtitles | القرويّون أخبرونا أيضاً أن قصر "بانكوت" أَخذَ شيئاً |
Ten renginden dolayı yarışmalara katılması uzun yıllar almıştı. | Open Subtitles | لكن بسبب لونِ جلدِه، أَخذَ بَعْض الوقتِ قبل ان يسَمحَ له للِعْب مع البالغين. |