Hayır. Baba, o benim işim ve sen karışmadan da gayet iyi gidiyordum. | Open Subtitles | كلّا يا أبي، بل مسؤوليّتي أنا وإنّي أُبلي حسنًا بدون تدخّلكَ |
Benim de sevdiklerimin canının yanmasıyla aram iyi değildir. | Open Subtitles | ولا أُبلي حسنًا حال يُلم الأذى بأناس أحبّهم. |
Bana iyi olduğumu söylerken bile, yalan söylüyordun. | Open Subtitles | حينما قلت أنّني أُبلي بلاءً عظيمًا، كنت تكذب. |
Oysa burada çok iyi gidiyorum. | Open Subtitles | لأنني أُبلي حسنا هنا |
Ültimatomlarla aram iyi değildir. | Open Subtitles | لا أُبلي حسنًا مع الإنذارات النهائيّة. |
Ben... Dürüst olmak gerekirse bu konuda iyi iş çıkaracağımı düşünmüyorum. | Open Subtitles | بصراحة لا أظن أني قد أُبلي حسناً في ذلك |
Ben iyi değildi ve Tess bunu benden önce fark etti. Teknenin satışını iptal etti ve yeniden dünyaya açıldık. | Open Subtitles | لم أكُن أُبلي حسناً، وعَت (تيس) الأمر قبلي، وألغت بيع المركبة، وعادت بنا خارج العالم. |
Gayet iyi. | Open Subtitles | أنا أُبلي بلاءً حسنا |