"إبقاؤه" - Traduction Arabe en Turc

• tutmak
• tutamayız
• tutmalıyız
• tutabiliriz

Evet, bu her zaman bir olasılıktı. Kopyalamaya devam etmek için canlı tutmak.
نعم ، كان هذا احتمالاً وارداً إبقاؤه حياً للحفاظ على النسخة

Onu burada tutmak zor olacak. Senin o ufak cadı şansımızı biraz daha yükseltebilir.
سيصعب إبقاؤه هنا، وساحرتك الصغيرة سترجّح الاحتمالات لصالحنا

Ben bunun gizli tutmak isteyeceğiniz bir şey olduğunu düşündüm.
حسنا، أفترض أن هذا الشيء تحاولين إبقاؤه سريا

Dostum onu tüm gece burada tutamayız.
لا يمكننا إبقاؤه هنا طوال الليل

Onu sonsuza kadar burada tutamayız. Düşünmemiz gereken şeyler var...
لا يمكننا إبقاؤه هنا إلى الأبد ربما علينا التفكير...

Ama bence daha fazlasını öğrenene kadar sır olarak tutmalıyız.
ولكن ما كنت سأفعله أنا هو إبقاؤه سراً حتى نعرف المزيد

Yasal olarak; bu adamı 72 saat burada tutabiliriz. O yüzden acele etsek iyi olur.
قانونيًّا، يُمكننا إبقاؤه هُنا حتّى 72 ساعةً، لذا يُفضّل أن ننكبّ على العصائر.

Bunun doğru olmadığını biliyorsunuz, onu burada seninle birlikte tutmak.
تعرفين بأن هذا غير صحيح إبقاؤه هنا معكِ

Aynen. Başladığı zaman onu burada tutmak zorundayız.
بالضبط , عندما تبدأ علينا إبقاؤه هنا

Onu sokaklardan uzak tutmak, senin işindi.
-أما إبقاؤه بعيداً عن الشوارع... فهي مهمتك

Senin işin onu burada tutmak.
مهمتكِ هي إبقاؤه هنا

Onu Bellamy için açık tutmak zorundayız.
عـلينا إبقاؤه مـفتوحاً لـ (بيلامي).

- Sonsuza dek kilit altında tutamayız.
لا يمكنني إبقاؤه في السجن للأبد

-Polis değiliz, onu tutamayız.
-نحن لسنا الشرطة ولا يمكننا إبقاؤه

Polis yolda, ama şimdilik bizim hastamız ve...onu hayatta tutmalıyız.
الشرطة في طريقهم ولكن حتى الآن, إنه مريضنا وعلينا فقط إبقاؤه حياً

İstediğimizi almak için onu mutlu tutmalıyız, Gisborne!
(علينا إبقاؤه سعيداً يا (غيسبون إن أردنا الحصول على ما نريد

Onu sakin tutmalıyız.
يجب علينا إبقاؤه هادئاً.

Onu iyileşinceye kadar ev hapsinde tutabiliriz.
بإمكاننا إبقاؤه في إقامة جبرية مريحة، نقاهة