"إبلاغ" - Traduction Arabe en Turc

    • haber
        
    • rapor
        
    • bilgi
        
    • aramalıyız
        
    • haberi
        
    • haberdar
        
    • aramak
        
    • bildirin
        
    • ihbar
        
    • bildirildi
        
    Ailesine haber verildi. Polis bir şüpheliyi gözaltına aldı, halledildi. Open Subtitles لقد تم إبلاغ العائلة و الشرطة لديها متتهم
    Bize olay yeri adli tabibi lazım, cinayet masasına haber verin. Open Subtitles يلزمنا اختصاصي مسارح الجريمة ويستحسن إبلاغ قسم الجنايات
    Hükümetlerin, doğal kaynaklardan elde ettikleri gelirleri vatandaşa rapor ettikleri basit bir girişim. TED إنها فكرة بسيطة للغاية حيث ينبغي على الحكومات إبلاغ مواطنيها بالإيرادات التي لديها.
    Tekrar araştırıp, mahkemeye bilgi verme zahmetine girmediler. Bu da bir şeydir. Open Subtitles و إنهم لم يهتمون بالرجوع و إبلاغ المحكمة بذلك.
    - Az önce onu öldüreceğini söyledi. Taktik ekibi aramalıyız. Open Subtitles قال للتو أنّه سيقتله، علينا إبلاغ قيادة التدخل الميداني.
    Majestelerine soygun haberi ulaştırıldı. Washington'dan yurda dönüyor. Open Subtitles تم إبلاغ جلالته بالسرقه و هو عائداً للوطن بالطائره من واشنطن.
    Beaumont'un varlığından Başkan Njala'yı, haberdar etmeyi daha uygun bulduk. Open Subtitles حسنا، لاننا اعتبرنا انه من الانسب إبلاغ الرئيس نجالا بوجود بومون
    Whoa. Artık polise haber vermeliyiz bence. Open Subtitles أعتقد أنه سيكون ضرورياً الآن إبلاغ الشرطة
    Binadaki insanları içerde tutmaları için, güvenliğe haber vermeliyiz. Open Subtitles نحن بحاجة إلى إبلاغ الأمن في بناء على إبقاء الجميع في الداخل
    - Düzelecek. Polise haber verdik. - Onu bulurlar. Open Subtitles سيكون الأمر على ما يرام لقد تمّ إبلاغ الشرطة وسيجدونه
    Los Angeles'taki yakın akrabasına haber verin ama gizli tutsunlar. Open Subtitles يمكنك إبلاغ أقرب إقربائهم في لوس أنجلوس لكن أطلب منهم الحفاظ على السرية
    Bu otopsiler olayların intihar olmadığını kanıtlıyorsa bir an önce medyaya haber vermenizi istiyorum. Open Subtitles حسنا إذا كان هذا التشريح يثبت أنها لم تكن حالات إنتحار فإني بحاجة إلى إبلاغ وسائل الاعلام على الفور
    Çok acelem var. Q'yu ekspres hat yapmışlar. Ama yolculara haber vermeyi unutmuşlar. Open Subtitles لقد حوّلوا مترو الأنفاق للقطار السريع لكنهم نسوا إبلاغ الركّاب
    Ama rahatsızlandığı gün sahada bir kaç arı tarafından sokulduğu rapor edilmiş. Open Subtitles لكن تم إبلاغ أنه أصيب بعدة لسعات نحل في الحقل يوم انتكاسه
    Hanımefendi, bu işe bakan yetkili makamlara... bunu rapor edeceğimden kesinlikle emin olabilirsiniz. Open Subtitles آنسة، تأكدي تماماً بقدرتي علي إبلاغ السلطات عما يحدث هنا
    Diğer tarafa bilgi vermesi için ofisi arayayım. Open Subtitles ممتاز حسناً، سوف أبلغ المكتب ويمكنهم إبلاغ الطرف الآخر
    Beyaz Saray'a gelişmeler hakkında bilgi ver. Open Subtitles علي إبلاغ البيت الأبيض بما حدث
    Bence polisi aramalıyız. Open Subtitles أجل، أعتقد أنه علينا إبلاغ الشرطة؟
    Sadece, o kadar insana kötü haberi veremedim. Open Subtitles لم أستطع فقط إبلاغ هؤلاء الأشخاص بأي أخبار سيئة
    Başkan'ın isteklerimizden haberdar olması sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مجرد مسألة وقت حتى يتم إبلاغ الرئيس بطلباتنا
    Bu gece okul gecesi, çocuklar. Ailelerinizi aramak zorundayım. Open Subtitles يجب أن تكونوا في المدرسة الليلية أنا مضطر إلى إبلاغ آبائكم
    "Lütfen Majestelerinin elçisine cevabınızı bildirin." Open Subtitles الرجاء إبلاغ سعاة جلالته على ردك لهذا الطلب
    Aslında, polise ihbar edilen saldırıların %6'sı saldırganın bir gün hapiste geçirmesiyle sonlanıyor. TED في الواقع، ستة في المئة فقط من الإعتداءات والتي يتم إبلاغ الشرطة عنها تنتهي بقضاء المعتدي ليوم واحد فقط في السجن.
    Rehine pazarlık ekibi beş dakika sonra burada. Belediye başkanına bildirildi. Open Subtitles فريق المفاوضات قادم خلال خمس دقائق وتم إبلاغ العمدة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus