Çalıntı bir kum-yelkenlisi kullanıyor ve halkımı hırsızlıkla suçlama cüretini mi gösteriyorsunuz? | Open Subtitles | أتجرءون على إتهام شعبنا بالسرقة و قد سرقتم قاربنا؟ |
Kostümüme verilen tepkilere bakarak bu partinin Amerikan eğitim sistemine karşı büyük bir suçlama olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | نسبة إلى صدى التفاعل مع بدلتي هذه الحفلة إتهام صارخ لنظام التعليم الأمريكي |
Şu anda, anneni kanıtlarla oynamaktan dolayı suçlamalarına şu kadar kaldı ve o suçlama birden cinayete dönebilir, tabi biz... | Open Subtitles | , حتى الآن الشرطة على وشك إتهام والدتك بالعبث بالدلائل |
Adayımı buraya sürüklemek ve bu şirketi de itham altında bırakmak istemem. | Open Subtitles | أنظر ، أنا لا أُريدُ لسَحْب مرشّحي هنا وهذه الشركة موضع إتهام |
Bu çok ciddi bir suçlama kaptan. Hırsızlığın cezası ölümdür. | Open Subtitles | هذا إتهام خطير أيها القبطان السرقة عقابها الإعدام |
Büyük jüri toplandı ve görünüşe göre bir suçlama olacak. | Open Subtitles | عُقدت هيئة المحلفين الكبرى و يبدو أنه ستكون هناك لائحة إتهام |
Dert etmeyin, burada işimiz bitince bize yardımcı bir kaç suçlama evrakı temin edeceğiz. | Open Subtitles | لا تقلق سوف نقدم وثيقة إتهام مفيدة عندما ننتهي |
Babana büyük bir suçlama. | Open Subtitles | إتهام قاسي والد من الطراز القديم |
Burda suçlama yapmıyorum..onun bağlantısı var diyorum | Open Subtitles | ،هذا ليس إتهام .هذا ببساطه ربط النقاط |
Gecenin bir yarısı beni kaçırmanız suçlama anlamına geliyorsa... | Open Subtitles | لذا إن كان إختطافي بمنتصف الليل بمثابة إتهام... |
Ve sen şu anda cezası idam olan bir suça karışmakla itham ediliyorsun. | Open Subtitles | والآن أنتِ مُدرجة بلائحة إتهام التي تحمل معها عقوبة الإعدام |
- Silah zoruyla. - Bu çok ciddi bir itham. | Open Subtitles | باستخدام فوهة السلاح - هذا إتهام خطير الذي توجهه - |
Elijah Muhammed'i Yahudi karşıtı olmakla suçluyor. | Open Subtitles | يحاولون إخفاء جرمهم ... "بواسطة إتهام الموقر "إليجا محمد . بأنه معادي للسامية |
İçimizden birini suçlamak, hepimizi suçlamaktır, bende dahil.. | Open Subtitles | إتهام أحدنا هو إتهام لنا جميعاً، و هذا يشملنى أنا أيضاً. |
Adaletin engellenmesi suçlaması duruşmasından önce, ...polis çevirmesinin yasal olup olmadığı hakkında bir duruşma istiyorum. | Open Subtitles | وقبل أن أسمع إتهام إعاقة العدالة سوف أسمع عن مشروعية إيقاف المرور |
Oğlumu suçlayamazsın! Temiz bir sicili var! | Open Subtitles | أنت لا تستطيع إتهام إبني لديه سجلا نظيفا |
Psikopatın birinden hatalı bir iftira ve sen gerçek bir aylağa dönüşürsün. | Open Subtitles | إتهام واحد كاذب من مضطربة عقليّاً، واتضح أنّكِ ساذجة فعلاً |
Bu ciddi bir ithamdır, Avukat bey. | Open Subtitles | هذا إتهام جدى للغاية , سيد بروكتور |
Fazla olmak istemem ama umarım suçlamada bulunmazsınız? | Open Subtitles | أناأعرفبأنذلك كثيراً... ولن أتمني أنك لا تريد توجيه إتهام لها |
Bu maskaralığın içinde gerçek rolünü saklamanın en iyi yolu başka bir adayı suçlamaktan başka ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما الطريقة الأفضل لإخفاء دورك الحقيقي في هذه المهزلة سوى إتهام مرشح أنه يلعب دورك؟ |
Bir Eyalet Yöneticisi cinayeti için, ona karşı dava açtık. | Open Subtitles | لدينا لائحة إتهام ضده عن قتل مشرف الإقليم |
Ve bazen kızını ihbar etmek gerçekten ona ulaşmanın en iyi yoludur. | Open Subtitles | و إتهام إبنتك بجريمة قد يكون بالطبع أفضل طريقة لإيجادها |
Bir komplo olması onun masum olduğu anlamına gelmez. Çocuklar suçlu bir adama komplo kurmuş olabilirler. | Open Subtitles | .الأتهام الباطل لا يعني إنه برئياً .الأولاد بإمكانهم إتهام شخص مذنب |
Beni tutuklayıp ithamda bulunmayacaksanız yolcu yolunda gerek. | Open Subtitles | إلا إذا كنتم ستعتقلونني مع توجيه إتهام سأمضي في طريقي |
Mac, böyle bir suçlamanın, kariyerimi ne hale getirebileceğinin farkında mısın? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا يفعل إتهام كهذا بحياتي المهنية ؟ |