Şu çocukların işlemlerini bitirdiğim ve sen de bir kaç gün tatil yaptıktan sonra o dosyayı açacağız. | Open Subtitles | سنفتح القضيّة، بعدما أنتهي من هؤلاء الشباب . وبعد أن تأخذ إجازةً لبضعة أيّام |
Neden kendine, tatil izni vermiyorsun? | Open Subtitles | الذي لا أنت فقط تَأْخذُ إجازةً وتَذْهبُ في مكان ما - بما فيه الكفاية بالشفقةِ، حسناً؟ |
Ayrıca bunun için ertelemesi gereken bir tatil de yok. | Open Subtitles | وليس عليه أن يلغي إجازةً كي يقوم بذلك |
Üzgünüm ama kötü bir tatil geçirdiğin için beni dava edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك مقاضاتي لأنك قضيت إجازةً سيئة |
Bir yerlere tatile git. | Open Subtitles | إقضي إجازةً في مكان ما |
Mükafat olarak Baldrick, kısa bir tatil yaparsın. | Open Subtitles | -كمكافأةٍ لك, بولدريك, خُذ إجازةً قصيرة |
Broyles bunu geç kalınmış bir tatil olarak görmemi söyledi. | Open Subtitles | قال (برويلز) أنّه عليّ اعتبارها إجازةً متأخّرة. |
Lee bir daha ki Noel'de tatile çık. | Open Subtitles | ( لى ) عيد الميلاد القادم، خذُ إجازةً لا تكن هنا فقط صحيح! |
"Prozac tatile çıkıyor." gibi oldu bu. | Open Subtitles | ذلك كَانَ "مثل Prozac يَأْخذُ إجازةً." |
Hepimiz büyüyüp başka adreslere taşınsak da her yıl Kate'in doğum gününde birlikte tatile çıkıp aynı yere gidiyoruz. | Open Subtitles | و بالرغم حتى من أننا كبرنا و رحلنا بعيداً كل سنة , في عيد ميلاد ( كيت ) , نقضي كلنا إجازةً معاً و هي دائماً في نفس المكان |