"إحداهنّ" - Traduction Arabe en Turc

• tanesi
• Biriyle
• İçlerinden biri

Bir tanesi yahudiyle evlendi, diğeri de baskın bir lezbiyen.
إحداهنّ تزوجت يهودي والأخرى سحاقية تتشبه بالرجال

Bir tanesi Afrikalı görünen isim, bir tanesi de normal olacaktı.
حسنٌ، إحداهنّ تحمل اسماً أفريقياً مستعاراً والأخرى اسم عاديّ

İkisinin de yanyana olduğu zaman ikisi de mi seçeceğin kişidir önce Biriyle sonra diğeriyle mi olacaksın?
لكن إحداهنّ تكون لجنبك أم أنكّ التقيت بالسيدة الأولى أولاً؟

Bunlardan Biriyle bir su tankında dokuz ay geçireceksin.
إحداهنّ ستعلق معها داخل صهريج ماء لمدّة 9 أشهر

İçlerinden biri kepimi istedi üzerine Macar renklerini iğneledi ve elime bir ilan sıkıştırıverdi.
طلبت إحداهنّ قبعتي العسكرية علّقت ألوان هنغاريا الوطنية عليها وأقحمت منشورًا في يدي

Ya içlerinden biri bir şekilde kaçtıysa?
ماذا لو أنّ إحداهنّ فرّت بطريقة ما و... و...

Bir tanesi de beni değiştirmişti. -Hep böyle değildim.
لقد تغيّرت من قبل إحداهنّ أيضاً، لم أكن دائماً مثل هكذا

Kopya çekmiyorlar. Bir tanesi bir yere gidiyor.
إنهنّ لا يقمن بالغش إحداهنّ تتحرّك

Ve sonunda bir tanesi Travis'i senin fişini çekmeye ikna edecek.
ثمّ إحداهنّ ستُقنعُ (ترافيس) ليُخرجَ انبوبَ تغذيتكِ.

! - Bir tanesi yamulmuş gibiydi.
،(حـزن) يا - يبدو أن إحداهنّ كانت خارجةً من مكانها -

Sana söylemem gereken bir şey var. Biriyle çıkıyorum.
يجب أن أخبرك أنني أقابل إحداهنّ.

Biriyle beraberim.
حسناً، أواعد إحداهنّ.

Biriyle çıkmaya başladım sayılır.
بدأتُ... تقريباً... بمواعدةِ إحداهنّ

- Biriyle görüşüyorum.
. إنّي أواعد إحداهنّ

Çoğunuzun tanıdığını düşündüğüm Biriyle, tanıştırmak istiyorum.
أود منكم أن تقابلوا إحداهنّ والتي (أعتقد أن معظمكم يعرفها، (نينا سيمون.

- Biriyle tanıştım.
-قابلتُ إحداهنّ . -هذا عظيم .

İçlerinden biri suyun oradaki bir grup köleyle birlikte kaçtı.
فرّت إحداهنّ... برفقة زمرة من العبيد عند المسقى