"إحضاره" - Traduction Arabe en Turc

    • getirmek
        
    • getirebilir
        
    • getirebilirim
        
    • getirebilirsin
        
    • getir
        
    • getirir
        
    • getireyim
        
    • getirebileceğim
        
    • getirip
        
    • getirmem
        
    • götürmek
        
    • almalıyız
        
    • getirmen
        
    • getirebilirsen
        
    Parmağım içine sıkıştı, yanımda getirmek gerekti. Open Subtitles أنا آسف ، إصبعي علق بالخرطوم وكان على إحضاره معى
    Hastaneye geri getirmek zorunda kaldık. Open Subtitles لقد غاب عن الوعي كان علينا إحضاره للمستشفى
    Resmi bir yemek olacak. Onu getirebilir misin? Open Subtitles سيكون عشاءً رسمياً هل يمكنك إحضاره هناك؟
    Örtbas işi neredeyse bitti. Bu akşam getirebilirim onu. Open Subtitles كدت أنتهي من هذه التغطية يمكنني إحضاره لكِ الليلة
    Yemliğimi bitirmem gerek. Güzel yeşilden daha ne kadar getirebilirsin? Open Subtitles أريد ملئ حقيبتي ما مقدر الحشيش الذي يمكنك إحضاره لي ؟
    Lanet olası neredeyse umurumda değil. Onu hemen buraya getir. Open Subtitles حسنا، لا يهمني عليك إحضاره بسرعة إلي هنا الأن
    Parayı getirir getirmez, sanırım uzun bir süre için ortalıktan kaybolacak. Open Subtitles بمجرد إحضاره النقود، أعتقد أنه سيختفي لوقت طويل جداً
    – İkinci kata getireyim mi? Open Subtitles هر ترغب منى فى إحضاره لك لـ الطابق الثانى ؟
    Sana getirebileceğim bir şeyler var mı? Open Subtitles هل يوجد أي شيء أستطيع إحضاره لكى ؟
    Belki, diğerleri ile beraber buraya getirmek istersiniz. Open Subtitles ربما كنتِ ترغبين في إحضاره إلى هنا مع الآخرين
    Güvende ve rahat hissettiği bir yere getirmek istedim. Open Subtitles أردتُ إحضاره إلى مكان يشعر فيه بالأمان , و الإسترخاء
    Onu buraya getirmek istemezdim ama gidecek baka bir yer yoktu. Open Subtitles لم أرِد إحضاره إلى هنا. لكنّه المكان الوحيد القريب.
    Onu buraya getirebilir miyim? Open Subtitles كنت أتساءل إذا كان بإمكاني إحضاره إلى هنا.
    Depo dolabının anahtarını bulup buraya getirebilir misin, lütfen? Open Subtitles هل يمكنك العثور على مفتاح قفل المخزن و إحضاره في هنا ، من فضلك؟
    Hardal koymadım ama istersen getirebilirim. Open Subtitles لم أضع خردلاً فيها، ولكن إن أردتَ بعضاً منه فبوسعي إحضاره
    Biliyorsun onu okula getirebilirsin ve hep birlikte ona şarkı söyleyebiliriz. Open Subtitles تعلمين، يمكنك إحضاره للمدرسة وعندئدٍ سوف نغني له جميعاً.
    Mavi, sarı, pembe, hangisi olursa, bana bundan getir. Open Subtitles أزرق، أصفر، قرنفلي مهما يكن يا رجل، فقط إستمر في إحضاره لي
    Lahana bebeğinle getirir istersen. Open Subtitles يمكنه إحضاره مع دميتك الصلعاء الغبيّة
    Öyledir. Başka lezzetli şeyler getireyim mi sana? Open Subtitles نعم ،أى شىء يمكننى إحضاره لك ؟
    Sana getirebileceğim bir şey var mı? Open Subtitles أيوجد أي شيء أستطيع إحضاره لك ؟
    Yapacağınız tek şey onu getirip, 24 saat için tutmak. Open Subtitles جل ما عليكم فعله هو إحضاره وحجزه لمدة 24 ساعة.
    Üzgünüm bayan, onu buraya getirmem emredildi. Bu onu gözümün önünden ayırabileceğim anlamına gelmiyor. Open Subtitles آسف سيدتي طلب مني إحضاره هنا لكن لا يعني إبعاده عن نظري
    Onu bizim Hilton'a götürmek gerekebilir. Open Subtitles ربما يجب علينا إحضاره الى السجن قبل ان يرحل
    Önce geriye dönüp kopan parçayı almalıyız. Open Subtitles يجب علينا العودة و إحضاره أولاً
    Bu soğuk havada getirmen doğru mu? Open Subtitles هل كان من الجيد إحضاره في هذا الطقس البارد؟
    Bundan sonra alkol yok. Sadece uyusturucu. Ne bulup getirebilirsen. Open Subtitles لا مزيد من الكحول، فقط المخدرات احضر لي ما يمكنك إحضاره

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus