Sen bilene kadar, bütün söyleyebileceğim zaten bildiğin şeyler. | Open Subtitles | لاأعلم حسنا حتى تعلم كل ما أستطيع إخبارك به هو ماتعرفه بالفعل |
Size söyleyebileceğim tek şey bazı yeni bilgilerimizin olduğu. | Open Subtitles | كل ما يمكننى إخبارك به هو أنه لدينا معلومات جديده |
Sana söyleyebileceğim tek şey bana söyledikleri. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى يمكننى إخبارك به هو ما اخبرونى به |
Bilgisayarlar çevrimdışı olduğundan sana tek söyleyebileceğim şey kırmızı kategori olduğu. | Open Subtitles | كلا، للأسف بما أن الحاسوب مغلق ..الشئ الوحيد الذ يمكنني إخبارك به هو |
Sana tüm söyleyebileceğim annenin David'in tüm acılarının kaynağı olduğu. | Open Subtitles | كل ما يمكنني إخبارك به هو أن أمكي كانت سبب كل ألم ديفيد |
Size söyleyebileceğim tek şey hiçbir zaman böyle bir yıl yaşanmadığıdır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكنني إخبارك به هو أن هذه السنة لا مثيل لها |
Bütün söyleyebileceğim, onu iyileştirmek için elimizden geleni yaptığımız. | Open Subtitles | كل ما يمكنني إخبارك به هو أننا نقوم بكل ما بإستطاعتنا لجعلها تتحسن |
Sana söyleyebileceğim tek şey, onu ziyaret edebilme izni olan kişiler sadece aile mensupları. | Open Subtitles | كل ما يمكنني إخبارك به هو أن الزوار الوحيدين المسموحين بزيارتها هم أفراد عائلتها. |
söyleyebileceğim tek şey, biz Şirket'i ortadan kaldıracağız. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي يمكنني إخبارك به هو أنّنا سنحرق "الشركة" عن بكرة أبيها |
Sana tek söyleyebileceğim cevaplar etrafta geziyor. | Open Subtitles | كل ما بوسعي إخبارك به هو هذا... الإجابات كلها هناك لكن عليك أن تعرفي متى تبحثين |
Sana söyleyebileceğim tek şey Washington'a gelecek olması. | Open Subtitles | من أجل ماذا ؟ (كل ما أستطيع إخبارك به هو أنه قادم إلى (واشنطن |