38 olduğumda da 48 olacaksın. Hiç de büyük bir fark değil. | Open Subtitles | وانا بالثمانية وثلاثون تكون بالثمانية واربعون ذلك ليس إختلافا كبيرا على الإطلاق |
O sadece fark yaratabileceğini düşünen bir çocuk. Endişelenme. | Open Subtitles | إنة مجرد طفل , ألذي يعتقد بأنة سيحدث إختلافا |
Gerçekten fark yaratabileceğini düşünüyor. Endişelenmeyi bırak. | Open Subtitles | يعتقد بأنة يستطيع أن يفعل إختلافا |
Ama önemli bir fark vardı. | Open Subtitles | لكن كان هناك إختلافا جوهريا وحيدا |
Pek bir fark yok. | Open Subtitles | إنه ليس إختلافا كبيرا |
Tıbbi tetkikçi başka bir fark daha buldu. | Open Subtitles | الطبيب الشرعي وجد إختلافا آخر |